DeruniBozkır kokulu bir bozlağın avazı Motif gibi işlenirken gecenin gergefine Bir Kerbela divanında Yine kavimler göçü gibi göçüyorum Yaşamın bereketli tarlalarından Ateş çemberinde bir akrep gibi yine kendimi zehirliyor Ali kıran baş kesen bir eşkıya gibi yine kendimi yağmalıyorum Teslim olmayı hiç düşünmemiş mağrur bir komutan gibi Daha yeni görüyorum Bütün kalelerimde beyaz bayrak sallandığını Dünyaya kafa tutup Yalın yürek savaşırken Savaşmaya değecek hiçbir şeyim kalmadığının Yeni yeni farkına varıyorum Adına yaşamak denilen bu provasız oyunda Meğer bir kaşık suda patlamış benim fırtınalarım Kimse çöle sürmemiş beni Meğer ben çölde çiçeğe öykünmüşüm Düştüğüm onca dipsiz uçurumun Meğer ben kazmışım çoğunu Aşkın puslu denizlerinde Birileri gemilerimi batırırken Meğer ben yakmışım çoğu limanımı Anladım ki… Birilerinin bizi ittiği karanlık bir suymuş aşk Herkesin acısını içinde yaşadığı dikiş tutmaz bir yara İskandillerin bile ölçemediği deruni bir sızıymış Ne kadar silerseniz silin Silinmezmiş bazı kadınlara yazılan şiirler Ya bir bakış, ya bir gülüş kalırmış Kesip atılmazmış da Yarasını, kendi yaranız saymışsanız Öpseler de geçmezmiş acısı Acısını bile sevmişseniz |