Hayâ'tEn küçük yaşını bilirim hayatın, Fiyakalı kafelerde pinekleyenlerin bilmediği, Ve bilemeyeceği… Memleketimin güneş değen topraklarında, Göğünden başka dünyası olmayan, Bir elinde tarla domatesi, Diğerinde kuru ekmeğe talip yürekler bilirim. Gözlerinde kömür karası bir tebessüm, Saçlarında yoksul bir renk. Her gülüşü şiir olan yürekler bilirim. Ben onlardan öğrendim hayatı, Papatya yürekli insanlardan… Sevmeyi, Sevilmemeyi, Umudu, Ve ihtimalleri… Onlardan öğrendim. Öyledir; Sevmektir duyguların en kıymetlisi. Ben de sevebilirdim, Yüreğimdeki ateşte yanmasaydım. Zaten aş da aşk da ateşe muhtaç değil mi? Yandım… Tüm benliğimle yandım. Demirden dağları eriten bir ecdadın nesliydim ben; Pusatım kalemim, Hicretim kalbindi, Gözlerinde yandım… Sahi, biliyor musun? Gülüşünde güzel insanların yaşadığı bir yer saklıydı, Yolum düşer mi bir daha bilmem ama ben orayı çok sevdim. Dudaklarımda izmarit kokulu bir özlem, Yüreğimde eski bir ezginin ağırlığı, Geçiyorum yine geceden ve senden. Aynı göğe bile bakamamanın hüznünü taşıyorken gözlerim. Söyle; Yıldızları saçlarına takacağım kimim var ki artık? Ve Hayat; Yazılanı yaşamaktan öteye gidemediğim, Ucu yamalı asfaltlara uzanan, Gidenin bir daha geri dönemediği, Bir gece düşü gibi, Adınla başlayıp ve yine adınla biten bir hayat. Hâlbuki bir tebessüm, Bir utangaç itiraf; ’’Bana hayal ettirdiklerini seviyorum.’’ Hayat bu kadar ucuzdu işte, Anlamadık… 03.11.2017 |