Gazze'de Çocuk Olmak
Uyumuyordum, öldürüldüm.
Kimsesizliği bir kalp gibi taşıdım hep göğsümde. Havva’nın soyundan bir kelebektim ben, Görmediniz... Kıblesini taşıdığım bu kentin, Derin kuytularında dolaşacaktı ruhum. Tarih öncesinden şahidim olacaktı Salahaddin. Omuzlarımda taşıyacaktım ben ecelin mezar taşını... Duymadınız... Her namlunun ucunda yankılanan sesimi, Ve yıkıldı sonra burnumun ucundaki dünya. Yıkıldı ruhum... Ekin şimdi toprağa, Ekin kalbinizde taşıdığınız ümmet tohumlarını, Yeşersin yarınlarınıza... Yok, görmediniz... Ölümün en sıcak yerinde, Ecelsizliğin göğsümü okşadığını... Suç olmaktan çıkmıştır artık ölümler. Gidin! Kalbinizdeki kilidi gördüm ben, Gidin! Rengini kaybetmiş bir göğün koynunda uyuttunuz beni. Bir uyku ki, Damarlarımda akıyordu havz-ı kevser. Uyumuyordum, öldürüldüm... Ben çiçekleri sırtlayan bir kelebektim. Hangi ölümün suretinde gizlidir adım ? Bir Melek’ül mevt bilirim bir de Vav. Hangi kitaba eğileyim söyleyin? Ölmek uyumaktan iyidir, Ey çağın mabedinde uyuyanlar! Ölmek uyumaktan iyidir... Kılın şimdi namazımı. Bir karış toprak için kıyamet de koparmış. Başımı koyduğum kaldırım taşı, Bir yastıktan öte benim musallammış. Haydi, şimdi kılın namazımı... 10.06.2024 |