Gül Kurusu
Mehmet Ballı’ya …
Beykoz yolu şimdi Kar altında heybetli bir gülüşü selamlar Ayaz kesen bir günce ardına Saklanmıştır Hani o göğsüne kurşun sıkılan Gül İstanbul Gül kurusu dalların ardına Ateş böceği mevsimini öper Göz uçurumunda İstanbul şimdi yağmur yeridir Uzar gider düş boyu sayfalar Hasrete bir yol gider Rengi hazan bürümüş pardesü Rüzgara selam verir Boylu boyunca kıvrılır Paşabahçe Lacivert güvercinler Bir simit telaşı ile ölür Tutuşur el Tutuşur ten Hey! Yüz görümlüğü Sevda kadın Üsküdar şimdi yangın yeridir Sayım saati geldiğinde Pişmanlık Malta duvarlarına Bir çizik daha atar Karavanam öksüz bir hürriyet Koğuşlar şimdi gözaltı yeridir Korkma Sönmez bu şafaklarda Zindan ötesi sineler Ölümün solgun yüzü saklı Cana can kattığım annem Korkma Bir selam da Başımda dönüp duran Serçeye yükledim Voltam şimdi hüzün yeridir Üç çocuk Biri kız İkisi erkek Mektuplar dere kenarı gemicik Duvarlar Zalim ve soğuk duvarlar Hatay köprü başında Mezarı derin kazılmış Anacım Esirgeyen vatanım sağ olsun Kurum şimdi çığlık yeridir Düşlerimde genç ölümleri Düş kokulu Yoksul ölümleri seyrediyorum Bir var bir yok Dümensiz Bu kaçıncı ölüm bilmiyorum Sus ruhum Sen sus! Ciğerimde açmış bahara Özlemler savur Bırak yazayım meczup aşkın Bilinmez ağırlığınca matemini Sayfalarım şimdi umut yeridir... |
Hep en güzel şiirler