Şiir Doğuran Toprak
Siyah bir mücevherin ateşler içinde
Sırlı gizliliği saklı gizemi gölge ile Kaybolmuş masumiyetim yansıdı gökyüzüne Alacakaranlığın çöküşü az ötede Ağustosun sonbahar tadında Yaprak dökümü gibi Zeytin ağaçları damla damla Soğuk sakin yaşlı bedenim gibi çöküyor Kalbimdeki zırhlı iman kubbesi Ne kadar mübarek Ya Hak dese Anatomiyle birlikte yerli yerinden Sarsıyor mavinin pırlantası SEMAVATI Ey sen gözleri âmâ olan sevgili Sana sevgimin oluştuğu kaynağı bilseydin Her köşesinde bir mabed Beş vakit Secde de Bir avuç gök gibi ses veriyordum derinden Bir avuç içinde aminlerimde Kalbimin tek yadigârısın dua gizinde Toprağımda filizlenen tek çiçek Dağ başlarında tek taşımdın Hemde en ağır olandın Tek geçmişim tek geleceğimsin Yaşatıyorum surlarımda tarihinin sen U L V İ Y E T İ N İ Yürek kalesinde Dil külliyesinde Göğüme sen düşmen yeterli Anlatıyor kendini ruhumun kitabesinde Nefesimin sazı gözlerimin nuru Sözlerim fırtınalı ayrılık yeli Derdiyle gönül kutuplarında ateş telinde Bir derviş gibi her akşamüstü Rüzgarlar gözetiminde şehrinden geçtim Yanından geçtim sükûnet buldu sokakların Arkamı dönüp yâr diyemedim Dönemem sevgilim Kafası karışık bir gurbet gibi sevdim Şiirleri toprakta doğuran bir devrimim Ömer muhtar gibi Mezopotamya yeşilinde Sabrımın peygamber seccadesinde Umudum Hak katında Gül Peygamber aşkıyla Züleyha’nın uyanışıyla Yusuf’un kuyusudur kalbimin yıkılmaz duvarları... Erhan Çuhadar Sabır Gemisinin Kaptanı |
U L V İ Y E T İ N İ
Yürek kalesinde
Dil külliyesinde
Göğüme sen düşmen yeterli
Anlatıyor kendini ruhumun kitabesinde
Şiir kime yazılır. En çok sevilene sevgiliye
Bazen okumak ve anlamak yeterli olmuyor
Şiiri yaşamak gerekir. Rabbim ve sevgilisi elinizi
hiç bırakmasın. En güzele emanet olun inşallah.