2
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
304
Okunma

İçin kurt
yüzün kuzu
ağzında çatal dil
Köprüler yapıyorsun sırattan hallice
tek gidişlik biletler kesiyorsun oturduğun yerden
büyük adamsın
büyük adamlarsınız
adamlar
adem den kopmuş Adem suretli İfritler...
Köyün ortasında bağırıyor bir deli
ben deli değilim
bu alevler
bu irinler
bu ifritler hep birbirinin kopyası
İncinmiyoruz artık incelikli şeyleri düşünmekten
Martının kanadı göğe değmiş de ne olmuş
göğün ömrü bu kadarmış
“ Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Yoğimiş kurtaracak bahtı kara maderini ”
Delik deşik edilmiş bunca masum bulut
kim ağlıyor
kimin hatırası bu yağmur
kim öldü
memleket ölmüş diyorlar
henüz ölmediyse bile
soyuldu
vuruldu
yenildi
yakıldı
can çekişiyor ama henüz ölmedi
neyse
Bundan bize ne
en iyisini böyüklerimiz bilir
sen ağla derdine ben ağlarım benimkine
Bir akşam üstü yürüyüp dururken şehri kendimle el ele
Ağız dolusu küfrü sıralarken batmayan güneşe
Döndüm tam üç yüz altmış derece
dönüş o dönüş yüzümü kaybettim bir çift memede
vatanı satmadım
zaten artık Türklerin değil mültecilerin bu memleket
o yüzden satamazdım.
Kendime kadar günahı cami avlusuna bırakıp kaçacakken
bağırdı oradan birisi
Blurla hemen bu memeleri azizim
memeler ve ağızlar üzerine yazılmış onca ihanet hikayesi okuduk biz
blurlamam bu güzelliği
diyemedim
korktum
Silivri her mevsim soğuktur
Bir çift göz
bir tutam sevda
ve rüzgarda ahenkle dans eden saçlar üzerine yazılmış yavan şiirler çağı çoktan geçti...
Ayrık vadinin tam ortasında
kızılca kıyamet kopmadan
herhangi bir doktor
tekrar dikmeden ağzımızı
ve kapalı kapılar ardın da fısıltılar iniltiye dönmede günaha girilmez
üstelik ha deyince de gidilmez...
Gidilen bunca yol
bunca şehir
boyumca şiir
avuç dolusu tebessüm
ne işe yaramadıysa
bundan sonra da yaramaz
İsyan etme kabul et
dinler ve aşklar dogmatiktir
5.0
100% (4)