Siccil yahut SiccînŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Tefrika/ konuşamadığımız doğrular . Mevsim normallerinin ortasında Sıkıştırılmış sabrın içinden suskun geçiyor kadınlar Uzun mesafe esmer ifadesiz İri kemikli ellerinde zikir kurumuş dudaklarında dua Oğullardan uzak eril seslere hasret Bütün yanlışları düzeltir gibi öfkeyi yutup İri siyah gözleriyle donmuş İlmek ilmek dokunmuş içindeki fırtına Göğüs kafesinde ya hay düğüm Dalan gözlerle belki çocuktular Raylardan kopup gelen çığlık her veda En kıyısız acılarını içine alır Nefesini savura savura geçer dokunmadan bize Serinletmez hiçbir rüzgar Dağların dingin ve onların oyuk ve gizli Sakince dokunup taşları alnına dayasın Sonra upuzun bir sessizlik çöl uykuya dalar Gece kırılarak gider Kadim acılarından sıyrılır zaman Henüz doğmamış gelecekler var Bitmemiş savaşlar İmgeler görüyoruz Doğru zaman doğru yer Bir avuç su bir dünya çöl ve sahra Kan Dediler ki Atlar hazır deniz orada haydi Kuşlar geldi kocaman kanatlı Sevindik çol çocuk koştuk avluya Bin ton sessizlik önce ağır ağır indi üstümüze Bir siccîn bir duman Sonra ne kollarımız kaldı ne çocuklarımız |
ve ruhunu aşmış bir şiir
kılıç kuşananın misali...