2
Yorum
33
Beğeni
0,0
Puan
744
Okunma
Herkese kendinden bir parça koparıp
Birileri bir tanıdık, acaba, yok değil
Bu sorular bu boşluk bu hangisini alsak
Bedelli bir kısa dönem ile biten hikâye
Her telinde acısını saklayan beyaz
Ben sesimi bıraktım uzakta bir şehir
Sustum unuttuğum her yüze karşılık
Kalbime bir çentik ile meşgul
Her sabah bambaşka bir hayata açılıyor perdeler
Babasız evler boyunları eğik çocuklar
Kederli gözleriyle yalnız kadınlar
Annesiz evlerde hiç bitmeyen soğuk
Kasvetin dar alanları
Bakış yoksunu yaşamak
Kapının gıcırtısında alelade hüzün
Bir bayram daha
Bir yaz daha
Ve bir yıl daha
Süreğen suskunluk hep bekleyiş
Unutuş hatırlayış ve yeniden ışık
Penceresinde güneşten eriyen perde
Rüzgardan çarpılıp duran kapı
Bir yol çiziyorsun buğusuna camın
Yolun ne başı ne ardı arkası
İçinde içine sığmayan boşlukla
Çıksa gelse bir eskiyen ne varsa
Geriye bakıyorsun
Gözlerin ateş parçası
Sen bir fırtınanın öncü esintisi şimdi
Sevgilim diye başlayan her cümle
Ağzında bir gerçeğin karanfil kokusu
Dudaklarında hatırlayışın esi
Belki bir çok öfkeyi besliyor
Pek çok vazgeçişi
Hangi bardağa dokunsan birinin parmak izi
Dönsek geriye ta en başa
Kaçmadığın her acı biraz bileyler seni
Kaldığın her gün ile biraz daha ölür zaman
el’an