Yanık Çağ
...
aslını özlemekle başlar her yangının fotokopisi ne kalır geriye doğmamışların dünyasında kara lekelerin toplamından başka ... topraklar dul kaldı oğulları bir tünel içinde ışıksız kaldı yakıp yıkmak onların hüneri nerede şimdi kendini yağamayan yağmurlar şeytan taşlayan kuşlar neden susar aşk gökyüzü niye tuhaf niye bu kadar yorgun kokuyor hafız gök kubbenin altı cellat kazanı sedanın hoşluk hacmi- -hiç bu kadar dar gelmemiştir yeryüzüne ey rengi gök kubbeyi inciten ses ey ses ağacının olgunlaşmamış meyvesi bir elinde kanser reçetesi bir elinde kesik baş ey tarihin öfke dölleri rengi canına -kir’acı- gibi bakan beden canını kendi cehennemine orospu eden neden neden bu kanla yıkanan çağda iyilik kendine bir cephe açamıyor hafız ey kendi sôküğüne şifa olamayan uygarlığın aciz ve yazık terzisi ilmeğini kaçırıp utanmazlığın ardından bakıp da içinden nasıl çıkacağını iyi hesaplamak bu kıyamet denilen gürültünün! ... her başlangıç mutlak bir sona bitişiktir diploması var mıdır bu ateşin derdimiz uzun vakit kısadır hafız dövüşmeyi bilmekle arada kaynayıp gitmek senin hünerin ... _boran |
Başkasının acısından mutluluk duyan sen de bunu görünce uyan Allah uyanmayı nasip etsin