kısa dalgakrallığı yıkılan yıkılana kuş kayasından mesut sen bizi dinleme ,mesut değiliz yüksek perdeye birileri sırtlarımızdan ittiriverse arkadaşça görev bilinci yürekler uçurumun dibi en fazlası bedenlerimiz kırılır susarak gök damlatan taşlar bağlarbaşından sevgi kişi kendine fazladan neşter senin anlağın da kaldırmıyordur bu salgınlı halin sedyelerini yara bilindi mi ,ne ki yarın öğlen gibi oradasın hamdi abi İstanbuldan hataya uzun yol mesajının olmamasına sevindik kripto odalara maymuncuk tarifi maymunluk değil inanın muzdan mutluluklara bir biskrem takas ağır şey, ağır çeker tüy bulut yün konfederasyonu kaç renk, kaç ifade aranmayalım sen ittir beni birazdan sahneye alırlar inceden bursa çiftetellisini roman oluruz romantizmden uzak biraz elif miktarı duruş diz vurduktan sonra son toprağa gideceğiz ya dalga, dalga somadan turgay, eyvallah bir olana biz olmaya 0049 |
Metaforlar en çok da bu kaleme yakışıyor. yahut biz yakıştırıyoruz.
Okundu, kayasız bir mısranın kıyısına konup. Çok iyiydi.
Selamlar , saygılar.