DOKUNMAYIN..!Başım belaya girer, Hangi vakit sussam seni... Bir kurşun gibi söz Bir ömrü mezara veren... ........................ Niobe’nin kızları kadar taş, ........................ Ağaçlar kadar adağa açık, ........................ Ve mumlar kadar umuda yalancı... (( Yeter! Yakma Canımı Artık..! )) Dikiş tutmaz yamalarımda öğrendim; Güvensiz birlikteliklerin aksine, Güvenilecek yalnızlıkların varlığını... ........................ Kalansız susmalarda, ........................ Satır satır okyanuslaştığını sözlerin... Yüklenmeden çileyi, Acemi akınlar düzenledim hayata... Cımbızladım tüylerini, Kıvrım yerlerinden düğümledim... ......................... Yanaklarıma gölgeler düştü, ......................... Ağladı çocukluğum... Çatı altlarına sakladım öfkemi. Nikotinsiz bedenimi, HAkim kılcallarıma... Kim söndürdü ışıkları ? Korkuyorum.. Karanlık efendi olmuş sokaklarımızda. Gel, sokak yüreklim.. Ürküyorum... ........................ Gün örter kapılarını yüzüme. ........................ Ağlar çocukluğum... Ardından, Sakarya sokağında arabesk bir duman. Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere.. Bu kentin künyesi belli artık ! Ve susuşun... Senden giderken, Aklımda ellerin sıcacık kalsın.. Ve devriyeler bassın, Karartılmış evlerimi yine... ........................ Taa içre her lahza tutuşuyor bedenim. ........................ Desem ki afakanlardayım. ........................ << Gelmez misin biraz ? >> ........................ << Değişmez misin bana ? >> (( Kim Bilir...Daha Kaç Kez Geçerim Rüyalarından ??? )) Bastı bu cümle ayağıma. Titredi balımdan telim. Sırça köşklerimin camları battı yüreğime..! Asılı kaldı gecem, Asur’lu tüccarların yaktığı boynuzların ateşinde. Susa kaldı.. Yavuklusu gelmeyen, Hatti ’li kızların gergeflerinde... Daha az seviyorum seni. Azala azala... Usul usul sis iniyor, Aramızda kopan zamana.. ........................ Yüreğime, yumruk atma bahanen kalmıyor artık..! ........................ Hazan konçertosunda, ........................ Ekim bana, ben sana ekiliyorum yine... Gözleri öpülesi yıldızlar, Aydınlatırken gecemizi Tut kolundan getir. Al getir sevme(me)lerimizi.. Ayışığında toprak işleyen ılgat kadınlardan... (( Şehvetin Ülserinde, Sindiremiyorum Yabancı Dokunuşları )) Yaralı artık güvercinim. Manifesto veren kaptanı yorgun kalbimin. Ve yanıyor içimdeki adres... Sevmekle yakıyor,yanmakla kanatlanıyor Maviye düşen güvercinim... ........................ Bir beden büyük geliyor sevdan, ........................ Giydiremiyorum aşkının elbisesini üstüme... Başımda sonsuz aşkın sarhoşluğu Loş lambalar içinde sensizliğin özlemi. Gözümde, Bir tren rayından geçiyor gözlerin.. Islak yollar alıp götürürken ismini... ........................ Aşklar boyu pedal çeviriyor, ........................ Yoruluyor çocukluğum..! Oysa, Terası maviliklere bulanacaktı pazar sabahı evimin. Basmaktan korkmayacaktı ayaklarım, Fikrinin , Geniş kalibreli gül bahçelerine. Dolunayın ipeksi çığlığında ağırlayacaktım, Saf pamuktan kalbini... ........................ Dayanıksızım.. ........................ Dayanaksızım..! Şimdi , Düşerken zühre yıldızı gözlerime, Dokunmayın ! Bırakın giyineyim, Düş(üş)ün lacivert harmanisini, Hüznün eteklerinden.. Dokunmayın ! Umudu dokuyan yaralı örümceğim ben. Ruh mağaramın, Kavanoz diplerinde... ........................ Dokunmayın..! ........................ Ağlarım..! Gülşah KOLSUZ... |
Korkuyorum..
Karanlık efendi olmuş sokaklarımızda.
Gel, sokak yüreklim..
Ürküyorum...
Tek kelime yorum yok mükemmel.kutlarım değerli kardeşim selam ve sevgiler bırakıyorum sayfanıza.