GÖR NE CEVHER ÇIKAR VİRANELERDEN
Gönül hârâreti canıma yetti,
Sevdâ keşi oldum meyhanelerden. Ne kadeh boş kaldı,ne şarap bitti, Leblerim kanmadı peymânelerden. Cömertler cömerdi,Hazreti Mevlâ, Kalbime düşürdü bir kara sevda, Kays idim Mecnuna döndürdü Leylâ, Çekip aldı beni bigânelerden. Derûnum İlâhi mûsiki dinler, Gönül semâsnda hoş sedâ inler, Tevhide çağrılır insanlar,cinler, Bir ulu dâvet var minrelerden. Gönül bu çağrıyı duydu,anladı, Girdim o Mâbede korkum kalmadı, Bülbülün göz yaşı güle damladı, Gözler murat aldı şahânelerden. Taklitte gezerken tahkike geldik, Hakikat sırrının zevkine erdik, Dünya sevgisini alana verdik, Hamd olsun kurtulduk âvânelerden. Gönül kapımızı bir gönül çaldı, Gönül buya,gönül gönülde kaldı, Aklımı,fikrimi başımdan aldı, Farkımız kalmadı divânelerden. Yaralım; sararsa dertler dal budak, Neyine endişe,neyine merak, Gidip kör kuyuya seslende bir bak, Gör ne cevher çıkar virânelerden. 25.08.1997 |
Hakikat sırrının zevkine erdik,
Dünya sevgisini alana verdik,
Hamd olsun kurtulduk âvânelerden.
şiirdi
hakketmiş kurdeleyi...