Ala KöpekŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiirimi çok sevdiğim bir yazarın eserinden esinlenerek yazdım.
İsminden de anlaşılacağı üzere Cengiz Aytmatov’un eseri Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek’ten esinlenerek şiirimi kaleme aldım. Dört kişi denizde ava çıkıp fırtınadan dolayı yönlerini kaybeder. Denizin ortasındaki yaşam mücadelesini anlatır.Üç kişi hayatını kaybeder ve sadece bizim körpe avcı hayatta kalır.Sadece o Ala Köpek Dağı’na,yani evine,dönebilir.Bu acıklı hikayeden çok etkilendikten sonra böyle bir şiir kaleme almaya karar verdim. Cengiz Aytmatov’u da saygıyla,şükranla anıyorum...
Körpe bir avcıydı işte;
Daha süt koksa da ağzı Artık çocukluğunu bırakmıştı, Ala Köpeğin eteklerinde... Daha on beşine varmamıştı belki de Ve görmüştü,yaşamıştı her badireyi, Ölümle yaşam arasındaki o ince çizgide... Büyük bir avcı olacağına inanmıştı Orhan Ata’nın izinde, gölgesinde... Lakin kaybettikleriyle öğrenmişti her şeyi, Yaprak bile kımıldamayan şu denizin Sisler içindeki karanlık dehlizlerinde... Umuda yol alan bir tekneydi işte; Kimsesiz bir denizin kucağında, Issız mı ıssız bulutların ardında... Bir kayboluştu sanki Uçsuz bucaksız maviliklerin ortasında... Bir var oluş hikayesiydi onunki, Beyaz bir kutup baykuşunun Ala Köpeğe doğru kanat çırpışlarında... Üç insan can vermişti, Denizin o soğuk, kanlı buhranında... Her şey ne için miydi? Üç insanın kanı can olması gerekti, Acımasızca dalgaların arasında savrulan Şi bizim körpe avcıya... En sonunda ulaşmıştı Ala Köpeğe; Vuruyordu efil efil arkasından Şu Orhan Ata’nın rüzgarı, Bir güç vardı teknesini sürükleyen Şu Mılgın Aka’nın dalgaları, Bir ışıltı vardı gökkubbede yol gösteren Şu babası Emrayin’in yıldızı... Üç damla kan vurmuştu sahillere denizden Ve sanki içine bir yük gibi oturmuştu, Şu dünyanın dirhem dirhem yalnızlığı... Yaşamıştı,hayatta kalmıştı,lakin; Şu yaşama sevinci dedikleri duygu, Bu kadar mı acımasız olurdu... Ve bir günün daha sonuna gelirken; Güneş yavaş yavaş çekiyordu Elini ayağını şu kimsesiz deryalardan, Bir gün ışığı daha veda ediyordu Suskun ve yorgun kalmış, Şu Ala Köpeğin yamaçlarından... Geride körpe bir avcı kalıyordu, Yalnızlığın kucağında feryat figan... |