Vakit-i Sükût
Varsa kıymeti hayatımın, yok ikinci ikmali temize çekmek için karalamaysa
Ahvalim hüsnühâl ile hatırlanmayı beklerken ve susarken ’hiç’in oluverdim hülasa Katre katre düştüm güzel yüreklerden, çirkinliğim benle kadirşinas kaldıysa İstidamı edemedim açıkça beyan, artık kalayım sükût içinde figanımsa Tasvir edemem mâkberimi; kara geceler, kan akan oluklarıyla rüyam vâkıfsa İhtarnamem sessiz bir yürüyüşle, yalnız kendime duyurduğum sloganlarımsa Sorsan bana kıymetini; her şey gaz ve toz bulutuydu senin gülüşünden önce Ünsiyet kuramadığım yollarına, el sallayamadım boynumu uzattım İsmailce Kuduran denize baktım ve bu kaç sırrın kaç ayıbın hıncıdır dedim kendimce Utanırım ne ben şairim ne bu yazdıklarım şiir karaladım hadsiz haddimce Türâb kesildim, bekledim sesin gelmeyecek meramım yasak pür-hayâlimce Var mı bir kıymeti zamanın; teneşirdeyim, ismim yenice fısıldanmıştı oysa Alacağım her bir ihtimal cevabın korkutur beni "Mutlu musun" diye sorulsa Kurduğun her cümleye sorgusuzca kâni olur yüreğim yakinen duyduysa İntizar ettim mucibince, ayıramaz mıydı aramızdaki nehirleri bir vuruşuyla asa Talip olamam; seni isteyip alsın amirler, apoletliler, büyük muallimler yazınsa İspinozlar gülüştü halime alaya alarak elini bile tutmayan gönlüm unutmamışsa Sormuşsalar bana kıymetimizi; üç günden az durdu, kendi gitti kaldı sözümce Üryan geldim, istedim tatlı bir rayiha bırakayım vasiyetimde ömrümce Korkarım ki ardıma baktığımda kırdığım kalpler, hüzünler benim sebebimce Umutsuzluk ve acı ne senle başladı ne senli biter uzaklaş içine çekilmeden önce Terennüm eden kuşları son kez dinleyip, semaya dönüp gideceğim vakit/li/siz/ce 26.05.2024 Bâr-ı Kalem |