DEPREMZEDE
Nereden bildin depremzede olduğu mu?
Hangi kırçıl anın durgunluğu devinir ruhunda Amanosların ürküten gıcırtısına kenetlenen dişler Bir elinde ölümden güvercinler bekleyen sessizlik Bir elinde Allah’a teslimiyet Kim bilir hangi gökyüzünde serinler artık ruhu Adam sanki Nuhun gemisini bekliyor kıyıda Hâlâ enkaz ayaklarının dibinde kanlıyken Üç kez tükürse yere Üç kez ayağıyla vursa yere Üç kez dönüp baksa düştüğe yere tekrar Seyrelttiği yanına kar kalanlara tükürse durmadan Üç kez daha tükürse yolda Mapushanenin duvarları nemlenir dertten Betonun karşısında körelen giyotine olan kini Görüp de bir türlü bakmadığı şey neydi Kuşların hangi diyardan geldiğini iyi biliyor Tozlu kanatları çırpınıp durur gökyüzünde Göbeleği bulan bir kadının mutluluğundan eser yok Fezaya uzanan dallara montajın çirkefliği Yok artık eline kalem almış bir şairin sesi Serene asılmış bir korsan görse Su vermekten utanan yüreği buruk İkarus bile enkazın altında kalmış Bu alemde bir anda gelir evine herkes Üzerine neyi örtersek üşürsün artık Esinti derim ben bir kaç kuşun canıdır Kendini doğurmak için bunca çabaya rağmen Yakasına dikmiş ömrünü bir kez Her düğmesinden kan sızar Öyle bir gün gelecek ki Dikiş tutmayacak artık hiçbir şey Yokuşun düzlüğü canını sıkıyor O anın hüznü çökmüş yüreğine Bakışlarından belli Nerede olsa tanırım bu yitikliği Devlet değil ki yaşamak için savaşsın Tek bir kişi ölmedi diye beraat etti herkes Her şeyi ayakta tutmanın çirkinliği Gökkuşağı gökyüzünde güzeldir Memurun fetbazı devlet dairesinde En güzel selâlar belgelerle okunur Selâyı okuyan devlet zaten Emsaliyle uçmayan kuşu vurursan Musalla taşında dirilmeyen insan Enkazın altında can verir Gittiği diyarların hasretini çekmiyor artık Buradan belli depremzede olduğu Bakıp da bir türlü görmediğimiz şey buydu |