ROMALI
Bir gün de roma selamı vermeden yaşayalım
Bu karayazı bu yanık yüz bu çat ayaz Halep’in esmerliği değil Değil bu bakışlar bu zincir bu taş Iğıl ığıl arşınladığımız kapılar Acı çekmeye doğru yongalanmış ellerimiz Her gece ağaran özlem Romaya değil Topukları kar kadar beyaz bir rüyaya Romaya arkadaşlar Romaya Nasıl yenildiğimizi anlatırken sana Varda köprüsünün o çingene büyüsüyle Celladını kutsayan aynalara bakarak İşte ölüm yaklaşıyor derim aksayan ayağıyla İşte kölelere yaraşan ölümler sonbaharda Gözlerimi bağlayıp su da içirseler İt eniğini azdırır bu devirde beyler Yağlı kalıplardan dökülüp durur o vakit yıldızlar Solgun tahta memelerden akmayan süt Kadınlara Romayı anlatmaya benzer Taş ev Evi yaksan ısınmaz Fırın soğuk Adam tek Kim kaldıysa geriye Romadan Hasan Beyin bir sözüne hasret Irgatın bir akşam vakti gayretlendiği diyarda Sası adımların yankısıyla kuduran deniz Köle damgasının şavkında boğulan ay ışığı Ansızın yaşlandırır demircileri Ansızın susarlar göz kapakları eğri Artık sinmiştir hamal taşlarına zeytin serinliği Uzak diyarların hasadıyla yalpalar insan Ne kadar balya o kadar insan O kadar yıldız o kadar gece değil Maraşa varmadan anlardık Romayı Bakir anadoludan kalma keserlerimizle Sürgün de yesek çocuktuk çünkü Gökyüzünde saydığımız her yıldıza karşı Küreğin kavisinde boğulan kaşların çatırtısı Yağmursuz geçen kasımın lanetini bastırır Çünkü bir kasım günü ayrı düştüler atlarından Yelelerinden serpilmiyordu çocukları Sürgün de yesek çocuktuk çünkü Atın üzerindekine doğrulmadıkça nişan Rüzgarın eşliğinde balçığa düşmedikçe çocuklar Köyün delisinin kokmadıkça elleri ıtır Avrupalı oduncularının duruşunda seğirirken senet Uğultulu tepelere benzemez bu lanet Ama Muhammedi bir Romalı öyle mi? Devenin üzerinde kuduzun bile esamesi yokken Nereden bilsin bulutların bulutlara gölgesini Çünkü seyyar bir gassal gibi dolaşıp duran Gökyüzüdür mâbedi Atları sürgün yemiş çocuklar kadar şaşı Romalıların şarlayıp duran mızrağındadır yaşayışı Ah başı döndükçe aşka düşen Romalılar Ne işleri olur incirin ve zeytinin olmadığı yerde Prometheus’suz gecenin uğultusu ürkütmez Romalıyı Aysız geceye rağmen attığı adımı görür çünkü Muhammedi bir romalı gibi yaşayanların Morsalkımlar altında bir başkadır hüznü |