BADALA DÜŞEN ÇOCUK
Bir çocuk kaldırırsa taşı güç bela
Badala düşer bir taşı kaldırırsa çocuk Elinde kemirdiği yoksulluk Ordusuyla geçirir geceyi dağda Ne gömülmüşse hilkat adına Ne gömülmüşse taşın altına Büyür gözlerinde çocuğun Çıngılanır yıldırımlar yumrusunda Nizam verircesine şavkır; sırtında gocuk Badala düşer bir taşı kaldırırsa çocuk Ufaladığı toprak kadardır çocuğun ömrü Kuş sesleriyle çatırdar durur gökyüzü Taş kalkar yerinden hani az buçuk Ha Leyla kaldırmış taşı ha çocuk Bir işaret, savaş borusu ya da akşam ezanı Betonarme etlerin arasından sıyrılıp İnsan olmak için kanatlanırsa yağmurdan sonra Bir akşam vakti arkadaşlarından ayrılıp Koşar adımlarla süzülür; ağzında uçuk Ölüme düşer bir taşı kaldırırsa çocuk Saçlarında piyadeler çıkınında beşik Hangi şehirden geçse Hangi birikintiyi taşlasa Hangi taşı kaldırsa yağmurdan sonra Elinde taş göğsü delik deşik Hayat bulur taşı kaldırırsa çocuk O gün yeniden yaratılır kainat Kanla boyanır yakaları Ağır zırhlılardan bir saçma Ne varsa elinin altında Ne varsa taşın altında Kaldırır kaderini yerden Dünyanın dehlizlerini bulur Kuşları bulur taşı kaldırırsa çocuk Çocuğun öfkesi arbalete Arayıp durmuş neyi bulduysa Taşın altından fışkıran az buçuk Savaşa hazır ordusunda sessiz bir nara Ha gökten taş yağmış insanlık üzerine Ha çocuk kaldırıp taşı fırlatmış onlara Ne işveyle ne de işmarla bu yoksulluk Badala düşer bir taşı kaldırırsa çocuk |