Küllerimden boğuldum!
Şimdi, ciğerlerimden külleri solumuş gibi,
Boğulmuş gibiyim, Kağıt öbeklerinin ortasında; Bulanık, gri! Yamalı ceketim benden daha iyi durumda, Hiç yoktan giyilebilir, Hiç yoktan ruhumdan, Talan edilmiş kalbimden daha değerli, daha ağır, Hiç yoktan hâlâ sevilebilir! Peki ya masadaki bardaklar? Işıldayan çatal kaşık? Gözlerimden daha parlaklar, Çamur rengi kiremitlerden, Tükürülmüş kaldırım taşlarından daha berbat, Yüzümden düşen parçalar! |