Odamın resmiHer gece yatmadan önce Bir rüzgar eser bekar odamın penceresinde, Sessizce. Sert dallar dokunur sıvasız duvarlarıma Bir kitaplığım çarpar gözüme, Bir kara çaydanlık, Bir küçük çerçeve. Eskiciden alınmış köy tablosu, Fırça darbeleri hazince. İki köylü çocuğun yürüyüşü Usul usul, ince ince. Ne ressam keyif almış Ne çocuklar, fikrimce. Biri kız biri erkek Biri hafif kilolu Diğeri ondan ince. Bir kasket var başında Sırtında abası Yarım yamalak kesilmiş pantolonu Islanmasın diye suya girince. Kızın saçları sarı, Ve kırmızı elbise, Ne suyu incitmiş Ne kendini, yürüyünce. Aferin ressama, işte bu dahice! Bir elinde uzun çubuk, Diğer eli gizlice. Üç beş de ördek var Biraz meraklı biraz ürkekce. Aslında heybetli de sayılır Gölgeleri kuyruğuna değince. Bir de ev var uzakta Duvarları beyazdan Çatısı yeşilce. Ne penceresi açık, Ne bacada duman var, Bu da ayrı bilmece! Garip bir bıkkınlık var Yorgunluk, tahminimce. Ben yine de her zaman Evimde misafir ederim O çocukları, kendimce. Ne ressamı tanırım ne çocukları Onlar beni tanır mı? Tanıyorlardır bence! Yoksa her gün her gece Dururlar mı burada Ben bile dört duvara Kısılmış, çaresizce. Ne tanrıya gücenirim Ne ressama. Onları böyle sessizce Beni de kimsesizce Her neyse Bu biraz densizce! Yine bir rüzgar esti pencereme Bu sefer az durdu Anladım ki öylesine, sebepsizce. Ismail Taha Çelik |