Kavgam
Bugün benim doğum günüm kalbim. Hatırlarsın!
İlk bugün ölüme doğmuşum. Yalnız ve ağlayarak. Bugün yazılmış alnıma yazgım. Ve ilk defa bugün fısıldanmış kulağıma, perdelerimi örten ninniler. Zaman. Zaman ne de çabuk geçiyor. Kaç takvimi tükettik, Kaç saati eskittik. Zaman altından anılar yürütüyor bizi şimdi. Ah kalbim ah! Mecnun olduğumuz anlar da oldu vaktiyle. Ne de güzel sevdalandık ilk gördüğümüz Leyla’ya. Soluk soluğa kaldık. Dilimiz tutuldu heyecandan. Kızardık. Ve tabi ki utandık. Bir türlü söyleyemedik sevdiğimizi vesselam. Şimdi bakıyorum da, Aşk da kirlendi artık. Çöllere düşüren aşkları arıyor Leyla’lar. Söyle kalbim susma, Artık hangi Leyla alır aklımı başımdan. Sevmedik mi biz? Gönülden sevdik, Yardan kalan yaraları şikâyetsiz sevdik. Bırak, bizi inciten Leyla’lar utansın. Sahi; Bizi öylesine yalnız bırakıp gidenler peki. Ölüme göz kırpan, Paylaştığımız mutlulukların gerçek sahipleri. Artık dualarımızda yer edinenler, Neredeler şimdi. Sanırım geç kaldık. Artık hiçbir mevsim geri getirmeyecek onları. Aynı güneş doğmayacak yeniden onlarla. Ve sanırım tek mutluluğumuz anılarımız olacak artık. Dedim ya, Zaman altından anılar yürütüyor bizi şimdi. Zaman ne de acımasız geçiyor. Uzak mavilerden daha uzak bilirdik gurbeti Yanıldık yine. Meğer her insan bir gün pay alırmış kendine gurbetten. Ve savrulurmuş esiri olduğu rüzgârla birlikte, Bir Aşk’tan diğerine. Bilemedim. Belki de yalnızca adını bildiğimiz hayatın tanımıydı bu kim bilir? Kim bilir, Belki de yaşanılanlarla yaşamak daha güzeldi. İşte bu yüzden Yürüyeceğimiz yollarda anılar yürütsün bizi. Anılar yaşatsın dünlerimizi. 06.05.2013 |
Bir yerde okumuştum
Kötü anılar değil, güzel anılar canımızı yakanlar oluyormuş ..
🌿