Ayaz Düştü Gidişinde
Sisler çöküyor gözlerimin akan yaşında
Bir bulut çöktü göğümün tam ortasına. Seni bana anlatacak bir sırrı var şüphesiz. Ah benim sokaklarımı mis kokusuyla donatan. Tarafından müebbet yemiş yurdum sensiz. G E N Ç L İ Ğ İ M İ Zamanda durdurdum bak uykusunda. Şimdi sahi yaşım kaç nasıl bir durgunluk bu? Doğduğum yaşta mıyım yoksa, Gittiğin yaşta mıyım inan bilmiyorum. Tanımaya çalışıyorum birini. Aynanın karşısında bir yüz var. O ben miyim gerçekten. Yoksa yaşlanıyor muyum//S E N S İ Z O neydi öyle gürültüler yurdumu sarsıyor. Neyse yokluğunun arada yaşattığı sarsıntısı. Alışamıyorum buna anlık yıkım gibi. Öyle bir şey ki omuzlarda akan lav gibi. Süzüldükçe teni feryatlar ettiriyor çok fena. Bir ses yükselir yeryüzünün kıyı sularında. Gözyaşı döker aşkın bekçileri bu derde. Sanırım sis çökmüş gözlerine katre katre. Ben şehrine güneşle birlikte doğdum, Uzaklardan merhaba dedim duymadın. Dualarımla ardında kucak açtım. Yeri geldi görmedin bilmedin can verdim. Duyuyor musun ayaz düştü gidişinde. Ölüler geziniyor seccadelerimde. Uzanıyor üstüne bu derde dua edercesine. Hadi kara örtüleri kaldır ser maviyi gökyüzüne. Tut ellerimden buluşalım BİZ seccadelerde. Matemlerimi bakışlarınla bertaraf eyle. Bak göreceksin bir anda gönül şehirlerimiz, Tekrar dönecek o cennet bahçesine... Erhan Çuhadar Sabır Gemisinin Kaptanı |