Gel Mavide Bekliyorum
Gecenin siyah ile karanın savaştığı anda
Bir göğün altında rüzgarlar birşeyler fısıldıyor. Tanıdık bir sesi taşıyor sanki anlaşılmıyor. Dahada sokuldum rüzgarın koynuna, Sanki onun sesi evet evet onun sesi. Kalbim ritmini değiştirir onu duyunca. Omuzlarıma ay düştü sarsıldım epeyce. Kırmadım dizlerimi düşmedim onsuz yere. Başıma üşüşüyor zamanın sinsi kara delikleri. Adım atsam sanki bilinmezin koyunda, Gözlerimi açacak gibi ürpertiyor can sazım. Avuçlarımda bir ıslaklık hissi anlayamadım. Ne ara gözyaşım elmacık kemiklerimden, Avuçlarıma göl oluşturdu göremedim. Savrulmuş bir yaprağın usul usul, Hangi kayanın arasına düşüp orda, Çığlık çığlığa kurtarılmayı bekler gibi, Yüreğim tutuşuyor sevdiğim. Şimdi merdivenlerden çıkıyorum, Semanın yedinci katındaki mavinin koyuna. Ordan öte artık cennette buluşuruz. Hadi sevdiğim sevdiceğim yetmedi mi, Gökte asılı kaldığın yüreğimi yaktığın. Yörüngem değişti yollarım yoksun senden. Tek bir hatıra göz bebeklerimde saklı. Resmin avuçlarımda yetersiz kalp haklı. Prangalara bir lehçe vurulmuş can kırığı. Gecenin hangi vakti ki tüm semayı sisler sardı. Şimdi sordum gecenin tüm yıldızlarına. O dönecek mi dönecek mi can yurduna. Tüm yıldızlar sustu sustu sustu. Sadece ay dile gelircesine, Işığı dahada parlayıp karanlık kalan, Gönül evimi aydınlığa boğdu ve anladım ki, Işık düştüyse semaya. Mavi peşinden. Güneş ardından. Ve sevdiğin yanında olur... Erhan Çuhadar Sabır Gemisinin Kaptan |