![]() Akortsuz Orkestra
Göz pınarı çehresinde bir damla var
Miadı çoktan dolmuş durgun bir yaşla, Dilde mırıldanır devasa hüzün nehri. Şimdi bulutlarda amansız bir sancı. Çatlamış saksılarda boy veren, Yedi renkli makber çiçeği. Gecenin sırrı işlenmiş kokusu büyüsünde. Yürümeyi yeni öğrenen karınca gibi kelimeler. Düşe kalka okyanus derinliklerinde, Nedensiz bir girdapta nefes alır bir ruh. Dönüşüyor gizlenmiş düşlerim ve ellerim. Yeniden öğreniyorum makber çiçeklerinin anlamı, Arafta kalan suskun hayatın bahçesinde açarmış. Karşıma geçip konuşsan da, İnan can acıyor anlamı yok. Öğreniyorum. Öğretiyorum. Öğretiyor SABIR acımadan hayata tutunmayı. Öğrendim yıldızları avuçlarımda saklamayı. Eski bir ışık süzmesi gibi gözlerin yansırdı. Bir rüya gibi düştüm yoksa düşmüydü sırrı? İki ayrı odacıkta oluşan iki kalbin var oluşu, Nasılda aynı tek yaprağa düşmüştü damlası. Oysa haberi bile yoktu kalbime düşmüştü. İki ayrı şehirde imkansızı başarmak gibi, Kalbi kalbimde atışının derin hissi sanki, Geçmeyen gebelik gibi sancıyıp durdu. Sokak lambalarının altında suskundur gece. Mehtabı henüz doğmamış ay UYKUSUNDA. Yorgun bir gün gökte asılı günahlarıyla. Kumsalda bekler yağmurun dinmiş sesi. Denizin uğultusu yerle gök olmuş. Dümeni kırılmış rotası KAYIP bir gemi yok yolu. Uzaklardan gelir siyah bir dumanın izleri. Yıldızların tüm ışıkları göğün çatılarında saklı. Makber çiçeklerinin tarifsiz kokuları, Mavi rüzgarları sarhoş eder. Şimdi şehrin de caddenin tam ortasındayım. Az sonra AKORTSUZ ses tellerim haykıracak. Delice bir feryat bir figan almış başını gidecek. Geceler boyu caddelerde deli gibi kavgalarıma, İlgisiz kalma böyle çözümsüz gelip gitmelere. Bir parça veda öpücüğü istemiyorum. Caddenin tam ortasında seninle, Çılgınca bir orkestra eşliğinde, Seninle dans etmek istiyorum... Erhan Çuhadar Sabır Gemisinin Kaptanı |