![]() Alınan Nefes Roman Değil
Gülümseyerek Yusuf’u sürdüm göğsüme
Kırdım aynaları kırılan her bir parçasından, Ayrı ayrı gülümsedim çoğalttım gülüşlerimi. Yetmedi bir göl kenarında suya yansıyan, İkinci yüzümle kahkahalar attım geceler boyunca. Alfabenin ismime özel harfleri ile, Kendime masallar yazıp gökte bir bulut üstünde, Kendimi uyuttum mavinin koynunda. Atmosferi yüreğime boylu boyuna süsleyip, Eski bir tad saltanat süren hüznün yerine, Dudaklarıma pamuk şekeri sürdüm. İki elim arasında belirginleşiyordu kıskançlık. Düşlerimde katledilen çocukluğum, Şeffaf mutlulukla güzelleşiyordu gülüyordu. Gönül dağında intihar eden çiçeklerimin, Cesetleri yeniden yükseliyordu göğe renk renk. Çıplak rüzgarlar gizemini zarifliğe açtı usul usul. Katlettim hüzün kıyılarını kaynıyordu şehir. Geç kalınmış MUTLULUKLARA kanıyordu. Hiç kimse fark etmemişti hüznün saltanatını. Değişti//değiştim değiştirdim yazıyı öğrendim. Yüreği Yusuf olan kuyusunda hüznü barındırmaz. Anladım hayatım roman değildi. Gerçeğin ta kendisi yaşamdı HAYATTI. Yandım yaktım yıkıldım yoktun sen. ŞİMDİ DÜŞÜNÜYORUM Yemyeşil dünyayı dört yanı bile bile, Betonarme yapıp bir avuçluk gökte, NEFES almayı seçmişim. Anladım kendi celladım ben mişim. Gülen yüzümün kıyılarını hançerlemişim. Gidenler başı yastıkta rahat uyurken, Geceler boyu ruhumla kan revan içindeymişim. İsteye isteye tıklım tıklım gözyaşlarını, Kavgalarla ordan oraya yüzüme doldurmuşum. Tuttuğum ellerim var ya başka el tutmasın diye. Nasır tuttu derisi çatlamış toprak gibi. Belkide artık hiç bir anlamı yok artık. Sağlam bir duvarı yasak bir kapıdan, İntihara sürüklercesine öldürmüşüm, Yaşanmayan G E N Ç L İ Ğ İ M İ Bedevadan bir yalnızlıkta BEKLEMEK. Meğerse cehenneme böylesi koşmak mış... Erhan Çuhadar Sabır Gemisinin Kaptanı |