Umudum hala mavi Ah yarası derin Son sözüm gözlerinin renginden ayrı…
Yaz sonu dönüş yolculuğu Geleceği bensiz yazgılı adam Hangi güneş ısıtır seni bensizlikte?
Giyindiğim roller leylek ve belki turna katarı Yolum uzun, bitse Ve acısı sıralı saklı kalbimde bir kabuk kurusu beliriverse
Yine Yineli Sensiz Bensizlikle bezeli…
Ah adam! Saçı kır Gözü mavi Yalan umutlarla söze başlayan Yoklukları yaşımdan çok, başımda dolanan… Kaç göç yazıldı senden önce Hiç biri kanamadı böyle Şarabıma yaren k/anım Ben şimdi hangi sıcağa uçarım…
/Ki her göçün ardında kalan virane Gün doğmadan göçer toprağa ölümüne… /
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kanadımda Kış Düşümü şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kanadımda Kış Düşümü şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
sevmeyi bilmeyenler sevildiklerini anlayamazlar ki bu sebeple bazen oturup düşünmeli neler değer neler vermeli neleri feda edebilmeli hayatta değmeyecek bir insan için. 'aşk bir kalbin içinde ağlıyor aşk.''
Kanardım kış düşerken Eylül sokaklarına, soğurdum yokluğunda, gayrı yükün ağır gelirdi, taşıyamazdı dizlerim. Benliğimde sözüm düşer. Ama umudum hala mavi, varsın saçlarım beyazlasın. Ki derin bir yara, son sözün kahverengi bir ayrılık bıraktı bana.
Tüm dönüşler iptal edildi, geleceğinde ben olmazsam neye yarar onca sevda türküsü, söyle be adam (!) kaç güneş var ki bensizliklerde ona sarılıp ısınacaksın, benden başka. Tek bir göç giyinebilirim artık sensizliğin üzerine, tren katarlarının soluksuz izlerine gizlenerek, bitmeyeceğini bile bile bu yolların, seniz özlemlerimi sıralı bir biçimde kabuklara sarılmış acılarımı açmış bir bitiş beliriverse gamzelerimde.
Bensizlikle bezeli sensiz bir acının tam ortasında yeşeriyor hasret filizlerim.
Ah dev deniz, kır saçlı, beni üzmemek için yalan umutları dile alan, yokluğun yaşımdan çok, boyumdan uzun olan, sen adam. Tüm sürgünlerim kanadı, şaraplar dost k/anıma, ben sensiz hangi uzak ülke mevsimlerine uçabilirim (?)
Ben kaldım sen gittin, oldu adım virane, kaldı dilimde bir elveda şimdi düşerim toprağa ah sevgili ölümüne.
"Ki her göçün ardında kalan virane Gün doğmadan göçer toprağa ölümüne…""
.........ölümün "nefes kapıları" soğuk mudur ......................................................yangın nerede? ayak seslerini duymak zor mudur ......................................giden önemliyse.. ...............................................................aldattıktan sonra bir kere ................................................................kolay mıdır üflemek ney'e... kanatlara sığınmak helal midir uçmak Hazerfene yasaklansa bile... ........................................aşk da böyle birşey işte .........................................kumdan kaleler yapmak gibi sahilde .......................................................bir dalgada verirsin denizlere..
seyyahcptn tarafından 9/29/2008 4:59:57 AM zamanında düzenlenmiştir.
... iki hüzün var iki kanadında birini sevsem diğeri göçer diğeri kırlaşmış bir şakakda ölümü seçer söyle bana şimdi yolun maviden mi geçer yoksa benden mi...
...önümüz kış...üşürsün sen şimdi...geçen yıldan kalan kanatların halâ sandıkta duruyor...bana sormadan alabilirsin...ama yerine yenilerini değil, kırdıklarını bırak...
göç geçer geçer ayrılıklar baladı orta yerde kan kalır....(Yılmaz Odabaşı)
şimdi sen parmaklarından öprendiin hayatına ağlıyorsun oysa yüzündü büyün yükü taşıyan tan kızıllıına sor bulut kanadını değil yüzünü aldı beyaz üstüne mavi