İplikçiler Mezarlığı
İplikçiler mezarlığında bir beyaz gül
Beyazından mermere düşüyor çiğ Yanı başında artezyen kuyusu şırıl şırıl su Şimdi ölen kim sıra kimde Artık kim gelecek haneme Buruk bir gülümseme altın dişlerimde Son umuda düşen yaş bilmem taşın neresinde Sıcacık toprak toprağa kavuştu sıcacık kan Etimi toprağa teslim edenlerin ayak izleri silecek kanı birazdan Yatacağım yerde bin tür böcekte bir heyecan Ne umut kaldı artık bende ne akşam Belli ki artık hep yatıp uyuyacağım Hani sevdiklerim hani küstüklerim Hani hani her gün övdüklerim Nerede şimdi hep yerdiklerim Uyandın artık, uyandım derin bir uykudan Başıma hangi kuşlar konacak acaba marazdan Biliyorum benden doyacaklar birazdan Başımda rüzgar esse de Bundan habersiz kalbim Habersiz, ölü bildiğin kalbin Karafçılar çarşısında üç bronz heykel Heykelin pasından yere düşüyor çinili ezhar Orada kaldı akıl orada kaldı yaz bahar Köprü yolunda iki sıra kavak Hani ömrün sonunda şakıyan Ellere hande bana nalan İplikçiler mezarlığında bir bahçe Bahçede ölecek elbet bahçıvan Bahçede ölecek elbet bahçıvan |