0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
311
Okunma
Açılmış sonunacan kapıları semanın
Yok mu diyor, melekler, bir mağfiret isteyen?
Eriyen ibreleri kızıldan bu zamanın
Altın kanatlarında gecesini süsleyen
Yok mu diyor, melekler, bir derdi tuğyan olan?
Bu vüslat gecesinde göz yaşı giryan olan?
Buruk buruk bakarım bu misilsiz davete
Babası kızar diye korkan bir çocuk gibi...
Sermayemi koymuşum bir ömür nedamete
İçimdeki buzlaklar eriyer mi bu gece?
Ayrılık iniltisi kiriyer mi bu gece?
Hayatım şekillenir resim-resim gözümde
Bu beraat beni de sarıyar mı bu gece?
Bu gece idrakımda işık yılı bir karış
Rahmet kapılarına boynu bükük bir varış
Bu gece meyve verir daha dünyada Tuba
Peygamberin dilinde ümmet diye yalvarış
Dalgalanır göylerin lacivert kanatları
Dua dua uçursam içimden feryatları
Dizimde taqatım yok, çöksem secdeye bitap
Ben senin dergahına hangı yüzle yönelim
Bunca çirkap içinde nasıl etsem ki hitap
Yıldızlar yollarıma çırak taksa bu gece
Göz pınarımdan yaşım göğe aksa bu gece
Göz yaşlarıma teşne nakış nakış seccadem
Nefesini tutup ta bana baksa bu gece
O kadar izdirap var alın çizgilerimde
Sevda, intizar, hüzün öter ezgilerimde
Halı arz olunası bir ben olsam ne varki
İnsanlığın sayınca yüküm var üzerimde
Bir tercümanı olsam çatlayan gönüllerin
Dua dua el açsam, yalvarsam derin derin
Bu bereketli anda gönlüme matem düştü
Bir arsız cesareti bulabildim kendimde
Yöneldim kıblegaha gözlerime nem düştü
Açmış hazinesini Rabb-i Rahman bu gece
İsteyene verilir, derde derman bu gece
Sekineler sayrışır kübbesinden göklerin
Kabulune bekliyor Şah-i Zişan bu gece!
5.0
100% (1)