Soğuk Fay
Boğazım düğüm düğüm
Devrilmeme ramak var enkaz üstüne Gözlerimin pınarında köpürüyor sıcacık yaş Islatır mı kederinizi bilemem Oturmuş göğsüme masallardan süzülen acı Bağıra bağıra kan yutuyorum Kaç çiçeğin boynu kırık Kırık bir sandalyede öylece izlediğimiz Hangi şehri tutsam elimde kalıyor Şimdi tuz ekiyorum yaralarıma Umut büyütüyorum yarınlarıma Ağlama anne Fatihalar sür kirpiklerime Daralan göğsüme yasla başını Hatıraları sar başa Kahkahalarımız çınlatsın masvami gökyüzünü Gülmek kerpiç evlerde kaldı sanki Betonlar tuz buz olduğundan beri Gidelim anne bedenler ektigimiz toprağa Soğuk taşları yiyelim Hüznü giyelim üstümüze Bebeleri babaların kucağına verdi Demirleri yontan eller Cımbızla ses aldılar karanlıktan Soğuk faylarını kalbimin unuttular anne Asırlık sancılar miras kaldı On iki ayın şubatından Dört on yedi durağında bekliyoruz Hazan yağıyor türkümüze ... |
Dört on yedi durağında bekliyoruz
Aynı acıda kesişti yüzbinlercemizin yolu.
Hüznün , umutsuzluğun, çaresizliğin gölgesinde ya kelimelerimiz tükendi..ya da ..
Gidelim anne bedenler ektigimiz toprağa
diyen mısralara dönüştü..
Boğazımızda bir yumru gözlerimizde iki damla yaş bırakarak..
Rabbim bu ülkeye bir daha böyle bir acı yaşatmasın duasıyla...