Çayırlı köyünde ki iyi derenin tüm çocuklarına ithaf olsun
eğer bir yerlerde güneş varsa denizin üzerinde yukarıda sislerin üstünde dolaşıyorsa yine her zamanki yerinde usul usul batmak üzere
yalvarıp yakararak hayale dalmaya çalışıyorum o erişilmez masal dağının eteğinde geçirdiğim günlerin anısını çağırıyorum aynı sözler dökülüyor dudaklarımdan başım dönerken dağın yamacında otların üzerinde tomruk gibi yuvarlanıyorum oynadığım günlere
hey gidi günler hey gökyüzü bir o yandan bir bu yandan görünürdü bulutlar dönerdi gözlerimin önünden uçup giderdi ağaçlara çarpar her şey altüst olur yukarıda güneşgülmekten boğulurdu
her şey ne kadar esrarlıydı bütün dünya yerde gökte ne varsa her şey benim mutluluğumla benimle birlikte dönüp giderdi ter içinde kalarak yanakları ateş gibi yanarak
çakıllar üzerinden seke seke şırıl şırıl akardı dere ormanın serinliğini o gizemli loşluğunu getirirdi kuşatırdı ta suya kadar
derenin kıyısında ki ağaç dalları sarkardı suya gövdeleri sevinçle akan dereye karşı koymaya çalışırdı pırıl pırıl akıp giderdi güneşin altında dik kaya oyuklarına girerdi bazen bazen ileride tekrar çıkar sazların arasında kaybolurdu
hep bu dereye koşup gelirdi çocuklar otları iki yana ayırıp başlarını uzatırlardı hemen avuçla içmek için ellerini yıkayacak zamanları yoktu çünkü tıpkı susuz kurtlar gibi dereye eğilir yüzlerini okşayarak şırıldayan suya daldırır öyle içerlerdi dere boyuna sıralanırlardı başları suya eğilmiş olarak
omuzlarımız birbirlerine değer suya daldırılan ellerimiz birbirine karışırdı eller iki değildi sanki dudaklarımızla suyu süzerek içer arada bir soluk almak için durur sonra yine birbirlerine takılarak kana kana içerdik hiç bitmezdi su içme iştahımız
yüzlerimizin hareketli tuhaf gölgelerine bakıp gülüşür o berrak sudan başlarımızı kaldırmak istemezdik başını kaldırmadan o badem gözlerle yandan kurnazca bakar aynı kurnaz bakışlar birbirimize gülümserdik sözde uzaklaştırmak için omuzla dokunur ağza su doldurarak sonra birbirimizin yüzüne püskürtürdük
herkes aynı şeyi yapardı ağzına daha çok su alıp çok basınçlı bir fıskiye gibi fışkırtırdı gürültü patırtı itiş kakış arasında bir kovalamaca başlardı herkes birbirini kovalar derenin içinde koşar ve sırılsıklam ıslanırlardık bütün bunların bir daha olamayacağını düşünmek çok zor çok acı geliyor insana
bazen soluğumuz daha güçleşirdi midemizde ki kramplar daha çok acı vermeye başlardı acılar içinde kıvranarak sessizce ağlardık bitkin bir halde düşlere dalıp gerçekleri unutmaya çalışırdık çevremizde hiçbir şey değişmezdi
sisin beyaz tülü açılmazdı mesela üzerimize çökmüş kımıldamadan dururdu herkes oturduğu yerde şaşkın bitkin beklerdi günün batmasını ne olacaklarını onları neyin beklediğini bilmeden
tekrar susar dereye koşuşurduk dudağımızı ıslatırdık o suyla üstümüze başımıza döke döke içerdik ellerimiz titrer su göğsümüze kollarımıza dökülürdü istemeye istemeye boğulurcasına içerdik suyu daha da artan bir susuzluk isteğiyle bir hançer olup saplanırdı karnımıza
bastıran sisin içinde ilerlerdik ıssızlığın ortasında başı sonu ucu bucağı olmayan bir sisin içinde sisi yara yara ilerlemeye başlardık hırıltılar çıkararak sonra başını kaldırıp bağırırdık yanıyor içim yanıyor
elveda sessizlik elveda çırpındığımız soğuk sular elveda çocukluğumu yutan yoğun sis elveda o sessizlik içinde boğulan çocukluğumun son çığlığı
yine sessizliğe büründü her şey ağlamalar hıçkırıklar kahkahalar hiçbir şey olmamış gibi durgun yıkılmış bitmiş
gittikçe kararan yoğun sis altında o derenin kenarında dönüp duran yitik bir çocuk var ürkütücü sessizlikte daha çok yalnız şimdi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
eğer bir yerlerde güneş varsa şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
eğer bir yerlerde güneş varsa şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Günümün şiiri. Bana yıllar...yıllar öncesini yaşattı bu harika şiir. Güzel Anadolu topraklarımızın her köşesinde,hep ayni çocukluk yaşantıları. Oyunlar ayni,sevgiler ayni,doğaya saygı,sevgi hep ayni. Ne kadar güzel ve tasasızdır o çocukluk yılları. Doğa'nın içinde,otuyla,çiçeğiyle,böceğiyle ağacıyla,ormanıyla,deresiyle,ırmağıyla bütünleşip,Doğa'nın bir parçası olmak, ne kadar büyük bir zenginlik...Çocuk yaşlarda bütün bunları hissederdik. Harikaydı şiir. Bizler şanslı kuşaklardık.Sefer tası gibi üst üste apartman dairelerinde yaşayan,büyüyen çocuklar,bizim yaşadıklarımız hayattan tamanen farklı birer hayat yaşıyorlar.Bir derenin pırıl pırıl suyuna kafasını sokup su içmek,onlar için hayâl. Hiç bilemezler,hiç tadamazlar o zevki.Aslında artık o dereler de yok ya !.. Değerli şairi redfer.dediğim gibi bu nefis şiir beni aldı götürdü,70 yıl gerilere. Kaleminiz,kelâmınız hep. Var olsun,siz hep var olun.Saygıyla,sevgiyle,muhabbetle selamlıyorum sizi.İyi ki varsınız.Nice güzel şiirlere...inşallah.Esenlik diliyorum.
TUĞAL KÖSEMEN tarafından 1/30/2024 5:57:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
TUĞAL KÖSEMEN tarafından 1/30/2024 6:01:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ah çocukluğumuz. O eski zamanlar. Teknolojiden uzak, insanların karşılık beklemeden beslediği güzel duygular. Elektriğin olmadığı, gaz lambası aydınlığında edilen sıcak sohbetler, radyonun bile lüks sayıldığı devirler..
Ne güzel bir üslupla dokunuşlar yapmışsınız değerli üstadım..tebrik ederim usta kaleminizi…
Akıcı bir üslupla ve hüzünlü duygularla harika yazılmış muhteşem güzellikteki yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler üstâdım. Kalemine ve duygu dolu yüreğine sağlık diliyorum. Sonsuz selam, duâ ve saygılarımla. Allah'a emanet olun.
Üstadım kaleminize yüreğinize emeğinize sağlık, yine çok güzel bir eser okudum yürekten tebrik ediyorum. En içten selam ve sevgilerimi sunuyorum esenlikler dilerim...
Eskiden yorulup soluklanmanın bile tadı vardı. Çocuk olduğumuzdan mı bilmiyorum ama her şey doğal gelirdi, insanın içi dışı birdi. Ne insan eski insan ne zaman eski zaman... Sebep yine insan...
Yüreğiniz dert görmesin Daha nicelerini okuruz inşallah Saygı, sevgi ve dua ile; Allah'a emanet olunuz
eğer bir yerlerde güneş varsa denizin üzerinde yukarıda sislerin üstünde dolaşıyorsa yine her zamanki yerinde usul usul batmak üzere
Bu şiir, yazarın çocukluğuna duyduğu özlemi ve nostaljiyi anlatıyor. Güneş, sis, bulut, dağ, dere ve orman gibi doğa unsurları, yazarın geçmişte yaşadığı masalsı bir dünyayı simgeliyor. Yazar, şimdiki hayatından memnun olmadığı için, o günlere geri dönmek istiyor. Ancak bu sadece bir hayal. Şiirde yalvarma, yakarma, çağırma gibi fiiller, yazarın bu hayale ne kadar tutkun olduğunu gösteriyor. Şiirin sonunda üç nokta kullanılması, yazarın hayalinin bitmediğini, ama gerçekleşmesinin de imkansız olduğunu vurguluyor.
Bana yıllar...yıllar öncesini yaşattı bu harika şiir. Güzel Anadolu topraklarımızın her köşesinde,hep ayni çocukluk yaşantıları.
Oyunlar ayni,sevgiler ayni,doğaya saygı,sevgi hep ayni. Ne kadar güzel ve tasasızdır o çocukluk yılları. Doğa'nın içinde,otuyla,çiçeğiyle,böceğiyle ağacıyla,ormanıyla,deresiyle,ırmağıyla bütünleşip,Doğa'nın bir parçası olmak, ne kadar büyük bir zenginlik...Çocuk yaşlarda bütün bunları hissederdik.
Harikaydı şiir. Bizler şanslı kuşaklardık.Sefer tası gibi üst üste apartman dairelerinde
yaşayan,büyüyen çocuklar,bizim yaşadıklarımız hayattan tamanen farklı birer hayat yaşıyorlar.Bir
derenin pırıl pırıl suyuna kafasını sokup su içmek,onlar için hayâl.
Hiç bilemezler,hiç tadamazlar o zevki.Aslında artık o dereler de yok ya !..
Değerli şairi redfer.dediğim gibi bu nefis şiir beni aldı götürdü,70 yıl gerilere.
Kaleminiz,kelâmınız hep. Var olsun,siz hep var olun.Saygıyla,sevgiyle,muhabbetle selamlıyorum sizi.İyi ki varsınız.Nice güzel şiirlere...inşallah.Esenlik diliyorum.
TUĞAL KÖSEMEN tarafından 1/30/2024 5:57:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
TUĞAL KÖSEMEN tarafından 1/30/2024 6:01:05 PM zamanında düzenlenmiştir.