Kürevi tesbihin…Kürevi tesbihin tellerinden örülmüş zamanın içinde, Fotoğraflarım çoğul, mayınlarla dolu bu yolda, Rengarenk suskunluğum ortancada yankılanır, Dağlarım öbek öbek, çoban ateşiyle alev alev. Neşterin soğuk dokunuşu, kemoterapinin acı serüveni, Harflerin şiirlerin kardeşliği, bir ben ağlıyorum garabet. Kadehlerin içinde kaybolmuşum, kimse bilmezçün kimsesiz, Tehlikeli bir sessizlikle sararmış sayfalarım, hıçkırarak gülerim. Git ey udi, alev alev kemanın ol, çığlık çığlığa bir melodi. Ağzımı ver bana, ey ikinci el sevgili, susadım gülnaz. Cesedim haşim’den kalma şarapla yıkanır akşamları, Yakamozlar günahkar azazilden konfeti gibi saçılır. Kürevi tesbihin tellerinde çıkan nağmelerde, Kefereyim elhemdürillah, bilirim her başlayan biter. Her bitişin ardında kalanım, bir şarkı sözüdür kandilimde yanan yalan, ‘’Bana hiç kimse sen gibi sarılmadı’’ der geçerim. Üstümde bir ümmet-i dangalak yorgunluğu, Ağlamaktan sonraya kalanım, lan ben, Kürevi tesbihin tellerinden örülmüş zamanın içinde, Valla çok yoruldum tanrım, amen. |