N/A/Z/İ/R/E/MBir kadehin içinden süzülen nevrozlu hüzün, Leylek soframızda dans eden şairan öyküler. Zula şiirlerimizin suskunluğunda mermi, Yasaklandıklarımızın arasında fısıldıyor. Dışarda gözbebeklerimizde yanlışlarla dolu bir yaşam, Musalla akşamlarında son jetonun kırmızısı. Ölümün mahlasını giymiş katli vacip aşkımız, Anladıklarımızın puslu atmosferinde buluşuyor. Dışarıda yağmur düşerse, kara çıbanların ucunu deler, Lük’s ışıkları altında saçlarından bir gözbebeğim. Sevda fısıltıları, melek müsveddelerinin dudaklarında, Ağlayamam, çünkü sen benim yankılanan özlemlerimsin. Dışarıda yağmur düşerse, su kubbeciklerinde eski öcüler, Flöresan yalımlarında keskin bir zaman kesilir. Karatavandaki kırıkmavicelerin ardında şiir adamları, Ağlamam, çünkü sen benim gerçek zamanımsın. Dışarıda yağmur düşerse, leyla sokaklarında topal kalleş kokular, Evham sağanaklarında emzirilen şiir adamları. Sevdamızın kırık dökük duvarlarında yankılanan fısıltılar, Beni bırakma, çünkü sen benim ölümsüz naziremsin. |
ŞEREFSİZ BİRİ OLARAK YAŞAMANA DEVAM ET