dördüncü şahsın şiiri (Veda )zamanı çözüp boynuna takan adamım yağmurlarla sabahı selamlayan âmâ bir âşık çürük namlularla sevgiyi öldüren kalleşlere dönüp selam veriyorum gülüşümde kan revan var ne kış akşamlarında tutuşmuş ellerim ne de kadim kelamların âlemi kıskanır beni tanrıya usulca içimi gösteriyorum sızdırmayan bir dua gibi ama göz kapaklarım ıssız ve günahkâr bir hançer yarasıdır her an bilirim ateşle suladığım o beyhude çiçekler birden bütün çocukluğumla geri geliyor ama ben seni hep kırmızıyla anıyorum gel dedikçe küfürleşiyor bütün kelimeler üstüne basıp geçtiğim harfler sarhoş her nefesimden tanrısızlık süzülüyor yanık bir tenekenin dumanı ne kahraman ne kurban olabilen yalnız bir âh’a sarınıyorum bil çünkü sevda bir utançtan miras kalır karanlık hep dosttur ey muzdarip aşina gözümden akan yaşlarla vurgun yemişim tenime işlenmiş yalnızlık kuyusu hangi dizeye sığdırabilirim ki seni yağmalanmış şiirlerde giyinmişim aynalarda bekleyen kırık suratları silmekle meşgul rüyalarımı susturan eski sevinçler ve ben ki göğsüme mezar taşları asarım sevgisiz kalmak çok moda bu şehirde sen bana geceyi sakla çünkü kanayan her umut toprağına gömülü ihanetin rüzgarıyla sarsılan aylarda şarkı söyleyen bir şair var içten içe çürüyen yalvarırmış gibi anılara sığınıyorum çünkü sevmek artık bir jest bir kadehin dibi kadar sıradan gözlerinden yağmur çalıp baş ucuma koymuşum hatıralarla sarhoş merhametsiz bir kalabalıkta ellerim kelepçesiz gezer adım gibi bildiğim her yolu şaşırıyorum ve küllerimden doğan o eski güvercin uçamadan ölüyor şairin nefesinden vurularak |
hatta gece iş yerinde okurum diye kopyalamıştım
Ne hikmetse beğeni bile yapmamışım
Çok özür CaNMaYBuL