NEYSE BOŞVER
Neyse Boşver..
Gökkuşağına koşmak gibiydi geçip giden ömrüm. Artık ne yağmur var ne de güneş. Tüm renklerimi çaldı yokluğun. Siyah beyaz anılar sırtımda. Yorulduğumu hissettiğimde geceye sığındım. Artık alıştım. Artık seni aramıyorum dersem inanma. Öyle bir sen bıraktın ki bana. Gidemiyorum. Kaç gün doğumuna açtım gözlerimi. Yaşamak şimdi nefes almak, Çay içmek, filim izlemek, siyaset konuşmak biraz, Biraz ölmek yaşamak… Umuttan kayıklar saldım, Yakamoz düşmüş denizlere. Hiç biri de geri dönmedi. Yağmurları dinmedi hiç nisanın. Çaresizliğe alışmak, Neyse boşver… Güneşler açmış olmalı bilmediğim zamanlarda, Yaşayamadığım yıllar içinde, Hatırladığım az şey var mutluluğa dair. İki sabi çocuğun gülümsemesinden başka mutluluğum olmadı. Yoruldum küllenmeyen aşkın ateşinde. Daha kaç kış bedel ödemek gerekir sevgili. Anlam veremediğim bu yalnızlık. Hüküm giydiren suçlarımı, Her gece sorguladım içimde. Haklıydı kader belki de… Kan kırmızı beyaz gömleğim. Prangalar bağlı ayaklarımla. Kaç kara kış koşmalıyım, Yağmuru dinmeyen yüreğimin topraklarında, Rengarenk gökkuşağına ulaşmak için. Kaç hasret gömmeliyim. Yüreğimin kara topraklarına. Bir anne ağlıyor gibi içimde Bir kadın yetişemiyor trene Sabah olmuyor buralarda Çaresizliğe alışmak sevgili Neyse boşver… Hasan Yıldırım |