Şiir Kanıyor
Çaptur gemileri keyfekeder
Doğrul ve öp sancakları Rüyasında arza doğru İmbat tuz banar yarama Biri de çıkmış diyor Aman sakın ha burası şamata Öyle olduğu için durmaz fukara Demir dişlerimden sızar Bir nefes daha alamam zar Bibloda şamar oğlanı Aynasız iskelet çelik yelekli Ulan hani kavak ağacından oyma Yok öd ağacından kakma Mavi mürekkep daldı mı gözlerine Batır sayfaya nurunu Ağlat Leylî ile Cünûnu Kapı da kapı ama bakınca Heybet ihtişam ne ararsan Ama içinde ruh kalmamış Akşam yemeğinde kedi gazeli çalıyor Piyanist sokrates olmuş lakin Fosil yakıtlar sarmış Penceresini Her gün şarap için aşındır Beyaz flütlü önlüğü 70 Hey hat ıslak saçları dökülüyor omzuna Simit dişlerken kanıyor bahçemiz Kurşun gibi ağaçlar Yaprak yaprak kesmişler ellerimi Sirke satıyor Bahtiyar Ama bir de yüzünden satanlar İşte onların kokusu çıkmıyor Koltuklardan seramik karolardan Nefes dersi veriyor alıyor veriyor Topuklarında demir külçeler Cepleri mangır Gider mi tangır tungur Şatafat istiyor aynalı körük Boğazdan konuşur kulak çınlatır Bir de bunların üstüne Gökyüzünün mavi olduğuna inanan Tertemiz nihaller İşte onları buduyorlar İm yok imge yok Şiir dudaktan kesiliyor Şiir kanıyor... |