Destan-ı çaycu
Doyur Cenevizi Rüknettin
Kırmızı olmalı torbamız Kar üstüne sıcak yay Kadınlar şarabı destisi ile götürür Lodosun kokusu çıkmış İki dakikada çıkıyor gazete Meyhoş kokusuna simit Rüknettin şu koca kule gökçıban Eril bir koku var aşina olduğunda Gece üçte diyorum gel Ay ile kol kola ve sarhoş Rüknettin demsiz çay satar Galatayı göre göre hemde Kedilerle bıyık burar Çirozlarını sayar Eleni Islak adam vesselam Kepenkleri açınca huysuz kalp çarpıntısı Kapayınca ağlamaklı saz tıngırtısı Kimseden çekinmez lafını esirgemez Esrimeden dönmez tezgahından İki kalemi kulağına dudağına Kaderine çizerken Uykusuz umutsuz kalıverir Süpürgeye sarılıp uyumuş bir gece Sandalyeden odası var Kırpıktan yastığı Kiremitliği sac Lambayla konuşur Her gece yatmadan: Güldür Mevla yüzümü Unutayım dünümü Gönlümdeki kördüğümü Çözüver kurbanın olam Rüknettin Cenevizlileri doyur Sabah 5 çayına gözlerini buyur Hasretle buhurdan damıt Biraz da sen eyle vakıt Kahpe dünyanın yalan bucağından Kör aşık Rüknettin Çaycı hemde |