Boş Kaldı
Kopuyor dalından, tek tek yapraklar,
Hazan geçti, en sert iklim kış kaldı. Virane, asude, artık sokaklar, Odalar karanlık, zulam loş kaldı. Dönmenin anlamı, kalmadı bilsen, Beyhude, bin defa yüzüme gülsen, Ne fayda, mendilin çıkarıp silsen; Gözlerimde sonsuz, elem, yaş kaldı. Senden hatıradır, diye sakladım, Resmine dalıp da hayli bekledim, Takılan ne oldu, şöyle yokladım; Aklımda çimen göz, kalem kaş kaldı. Derbeder dolaştım, köşe, bucakta, Dondum zemheride, yandım sıcakta, İsli çaydanlıkta, tüten ocakta; Çay demledim, adım, malum keş kaldı. Kim iflah olmuş ki, ayrı yârinden? Derdim dağlar kadar, yaram derinden, Taş olsa, çatlardı, orta yerinden; Tükenmez sabrıma, alem şaş kaldı. Ne şiir, ne türkü, ne inleyen saz, İnan hiçbir şeyden, alamadım haz, İlacım olmadı, ne Huri, ne Naz; Sanma mesut oldum, gönlüm hoş kaldı. Vuslatı mahşere, bıraktık eyvah! Vicdanın sızlar da, dersin ki günah! Belki akşam üstü, belki bir sabah, Gelip uğrar dedim, yolum boş kaldı; Görmek için bir tek, zalim, düş kaldı. 14.11.2023 Muhittin Alaca |