Kalmadı
Ansızın göç edip, düştüm ırağa,
Gurbet bana mesken, sılam kalmadı. Düşe kalka geldim, en son durağa, Yaklaştım menzile, yolum kalmadı. Ecel ipi kıldan inceymiş meğer, Ufak sarsıntılar, öncüymüş meğer, Bal sandığım hayat, acıymış meğer; Artık gam çekecek, halim kalmadı. Ayaklarım sanki basmıyor yere, Hangi yana baksam, uçurum, dere, Uzatsam elimi, kalır biçare; Tutunacak sağlam, dalım kalmadı. Sustu şakrak bülbül, sustu şen sazlar, Buruk gelip geçti, baharlar, yazlar, Sararttı benzimi, o hazin güzler; Viran oldu bağım, gülüm kalmadı. Hani dost sohbeti, demlenmiş çaylar, Davullu, zurnalı, düğün, halaylar? Ayırdı bizleri, ah zalim faylar, Söndürdü ocağım, külüm kalmadı. Ben ahir zamanda, günahkar bir kul, Mutlu etmez asla, ne para, ne pul, Yeter yavan ekmek, yatacak bir çul; Fani dünya sana, meylim kalmadı. Hatır soranım yok, selam tükendi, Tükenmez denilen, kalem tükendi, Kurudu dudağım, dilim tükendi; Artık söyleyecek, kelam kalmadı. 14.04.2024 Muhittin Alaca |