BU MUDUR YOL?Hep susmaklı yürümedik mi gönüldü kırık İstemezdik bu yükleri fakat yine de taşırdık Ne zaman biz de dileğimizce alacağız yol Başkalarına öykünmek deneni bir kenara koy. Hayata renk katmayansa şu yürümek boş Güpegündüz manzara kapkara ve ondandır loş Ucunda olmasa da sonundadır belki kollar Gitmelerin yok ise anlamı erisin, kavrulsun yollar. Özlemlerle yürünen zemin olmalılardı sevene Yüründükçe ısıtmalıydı kavuşmaların hayali Tutmamalıydı kahve falı, çirkindi zaten meali Yaklaştıkça son durağa yürek bulurken ritmini Şaşırtmıyor artık bizi yolun gaddar muhabbeti. Bitecekse bu fasılda gökyüzünün kızıl rengi Ya vermeli çileye mükafâtı ya zulme gereken dersi Cesaret etmeye cüret imanlının olmalıyken Yoldan çıkmış sapkınların bu kudreti bilmem neden. Nasıl bakacağız yüzüne çocukların, annelerin Nasıl duracak ki omurga eskisi gibi dik ve mağrur Hey körelmiş vicdanlar, çirkinliğe sensin sebep Koparken mahşer yanında susmak var ya nasıl edep? Halen bakmaklı mıyız pencereden öyle sessiz Oysa boş şeyler için yerdik birbirimizi densiz Şöyle bir baksan edayla adam sanırsın etrafı Bu sinmişlikle çağırdık onca masumun celladını. Şimdi uçmaz ise uçak, yürümezse koca bir tank Binlerce mil öteden gelip oturur tahta densizler Yolun kaderi midir bu, yolcular neden sessizler Araç gider ise böyle korkarım tümü ölecekler. Diş macunundan terliğe, ipe çöpe kükreyenler Hani arslandınız bize, gün sizin meydan sizindir İki kuruş ikramiye ister iken hor görenler Temizleyin paranızı an sizin, vicdan sizindir. Daha dünlerde ezayla, kamplarda can vermişlerdi Çok geçmeden daha aradan bu neyin diklenişleri Utancını örtmek için kayıt şart koşmayan Alman Onca zulme uğramışın yediği haltın adı hezeyan. Yetmedi mi onca ölüm, mezardan ecdat mı kalksın Onursuz şu bedbaht duruşun faturası kime kalsın? Ümmetçiyiz çığlıkları atanlar bırakın sözü Mazinizden bir utanın, oyun zalimlerin gözünü. Oğuzhan KÜLTE |