AĞIRROMANBulutsuz gökyüzünün çıplak yüzü güneşin acımasız bakışlarına dayanamayan dünya karanlığın ötesi ve sonsuz acımasızlığın kavurduğu handa topraktan vücut bulan ben.Meçhulüm, kendisini aldatan hiçbir yerde, hiçbir kişi tarafından bulunamayan ben meçhulüm Kalbimi ayak izleri üzerinden, vicdanımı imgelere feda ettiğim şiirlerde arıyorum ’Kötüsün’’ dediler. Kötüyüm. Bir zaman hikayesine dönüşen ruhum, asla ölmüyor. Bir garip yolcusun’’ dediler. Yolcuyum. Ama yolum bitmek tükenmek bilmiyor. Bir günüm trajedisi ve onun içini dolduran bolca hayal, bir hayal ve içini dolduran komediyim Tek kişilik ve tek perdelik son oyun. Ağzım ve gözlerim, birinden toprak, diğerinden yaş dökülüyor. Tuza basıyorum acılarımı, bir sela duyuyorum, ömrüm toprağa çöküyor Toprak nispet yapar gibi, ben nispete muhtaç ama sayıklamalarım olabildiğince çıplak Derimi yüzüyorum, dişlerim gıcırdıyor ve tam o sırada sela bitiyor Ben ölmüşüm. Hasat zamanından kalmayım ve hasat bitti Benim yegane arzum huzura kavuşmaktı, yaralarımı saracağımı umduğum bomboş bir dünyadan geldim Beni sarmalayan İhtirasıma, ruhumu avlayan korkuma hayatımı koca bir hiçe indirgeyen o zalim, o amansız tutkuma yenildim Suçluyum ! Suçum ! ’Sevmek, benim kendime ve dünyaya karşı giriştiğim hırsızlıktı’’ Hep çalıyordum, Zaman benim en derin acılarımı söndürürken insan yeniden yeşertiyordu. Yara bere içinde kalan dünya Ve kentlere korku veren bayramlar kutlanıyordu Delilerin Krallaştığı, delillerin karartıldığı han da ben parmaklıklar arasındaydım. Sadece şiirlerin tanıklığıyla, ‘’beni seyreden omzumun üstünden toprağa ebediyetten ebediyete’’ intikal ettim. Şimdi buradayım. Suçluyum, çünkü İnsanım! Her şey bitiyor... Şey kalıyor geride. Tanımsız duyguların içinde boğulan insan yok oluyor Gerisinde bıraktığı mutluluk bizden çok... ‘’Diyorum size Denedim Denedim’’, beceremedim Buysa insan, duygudan yoksun; buysa yaşamak, işte ben suçluyum! |