ARAKHNE (KARA-4)
Uzattı kadehini Kara,
Doldurdum şaraptan bir kere daha. Konuşurken havadan sudan, Bir örümcek gördüm kocaman. İrkildim, sevmem ben örümceği, Bunu gören Kara, bastı kahkahayı. "Yoksa sen Melez misin? " dedi, "Dur bak , dinle beni" Çok eski zamanlarda Lidya’da Bir kız yaşarmış Arakhne adında, Babası İdmon, ünlü bir dokumacı, Her şeyi ondan öğrenmiş kızı. Yıllar geçtikçe ustalaşmış, Periler bile onu kıskanmış. Yıllar yılları kovalamış, Arakhne’nin ünü tüm ülkeye yayılmış. Güzelmiş Arakhne ve çok yetenekli, Ama kibre düşmüş pek çok insan gibi. Tanrıça Athena’yla kıyaslamaya başlamış kendisini. "Bir yarışma yapalım herkesi yenerim, Athena’da gelsin ondan bile yetenekliyim." Bu sözleri duymuş tanrıça, İhtiyar bir kadın şeklinde gelmiş Arakhne’nin yanına. "Kızım" demiş "İnsanları yenebilirsin ama tanrıçaları asla" "Kibre kapılma, gücün yetmez buna" Geri adım atmadı Arakhne, Kibirle boğulmuş bir kere. "Çıksın karşıma tanrıça Athena" "Tabi ki benden korkmuyorsa" Sinirlenmiş Athena, Çıkartmış kıyafetini, olmuş tekrar tanrıça. Günlerce sürmüş yarışma, Arakhne, Zeus’u ve diğer tanrıları resmetmiş, Onların insanlara eziyetini göstermiş. Athena, çok kızmış bu saygısızlığa, İlk önce öldürmeye karar vermiş aslında, Vazgeçmiş ,” Örümcek olarak yaşayacaksın” demiş tanrıça. “Ağ dokursun bundan sonra,” “Kibrinin cezasıdır bu sana, Ve dönüştürmüş örümceğe. Neslini rahat bırakmayacağım demiş Arakhne. O günden sonra hep korkmuş örümcekten Athena’nın melezleri. Sonuçta Arakhne’de ödemiş kibrin bedelini. Durdu Kara, "Onun için sordum melez misin diye sana." Tekrar bastı kahkahayı, Örümceği alıp nazikçe dışarıya bıraktı. |
En iyisi kutlamakla yetinelim değil mi