seni ilkin phaselis’te görmedim
elinde dikenli bir
çiçekle
telaşlı bir kentin tam ortasında
belki belirgin bir kıyısında
saçların omzuna henüz düşmüş
vapurlar ve otobüsler
yetiştirirken bizleri evlerine
ya da ben sana yetişeceğimi bilmezken
yani son şiirimi yazmadan biraz evvel
öylece duruyorken gördüm seni
-elbet bir öncesi de vardır- bilmiyordum asla
neden
gülümsüyordun
iş bilir ellerin neler beceriyordu
gözlerin bilinmez bir boşluktu
yanından rüzgar gibi geçip giderken ben
söyledim ya sen
pırıl pırıl saçlarınla
gülümserken fotoğrafta
seni ilkin phaselis’te görmemiştim
elinde dikenli bir
çiçekle
ben bu şiiri yazmadan evvel
telaşlı bir kentin tam ortasında
belki belirgin bir kıyısında
saçların omzuna henüz düşmüş
görmüştüm seni