terk ediyorum şehri bu gece...
hava çoktan karardı
gece bugün biraz daha ağır bir vakit geldi ki zamanı belli değil kaçmanın zamanı geldi aslında çoktan bitmeli bu arayışlar ellerimde bir damla umut kaldı yarınlar için, sabahı bekliyorum aslında ama bir o kadar uzak gece kurşun gibi ağırlığı üzerime çökmekte, sessizce... ıssız geceleyin bu sokaklar yavaş yavaş damlıyor bulutlardan kaldırımlara, yağmurlar köşe başlarına sinmiş durmadan kanayan yaralar yalnızlık gözüküyor bu saatlerde gecenin karanlığında dik yokuşun en tepesinde, bir şarkıyla geliyor üzerime korkuyorum tüylerim ürperiyor bir titreme vuruyor ellerime uzaklara savruluyor yalnızlığım gece, ben, kaldırımlar kalıyoruz sabaha yakın geliyor anlamsız uykular düşünceler var beni buralardan uzaklara, sürgünlere yollayan korkunç ama bir o kadar gerçek dışlanmışlığın itilmişliğin intikamını alıyorum bir kaç varoş mahallesindeki meyhane masalarında ihanetlere bırakıyorum yerimi hiç görülmemiş bir çığlıkta uzanıyorum karanlığa aç kollarını gece, terk ediyorum şehri bu gece... |
Gitmeseyin be gardaş,
Daha KANUN taksimi dinletecektim sana.
Şu işi ertele be Muhammed,
Gel, gitme şimdilik...