sanrı
Aklımın köşe kenarlarını zorlar
Bilinmedik müziklerin notaları Ağaçların hücreleri etrafında Salınır semazenler Düş kırıklığı, alın lekesi ve kayıp Neyim var bilemediğim sorularımda Ansızın çıkan gök kuşağı yalnızım Baş ağrılarıma sebep Yokluktur, yoksulluktur demek Fakirliği yok denecek Biçerken güneş gece fısıltılarımı Sanrılarım ve deliliğim İnanılası güç bir bela Tınısına aldandığım evlerim Akşam yemeklerinde Sohbetlerine daldığım Torunlarım ve çocuklarım Ve karşıma dikilen zaman Çalınan bir suskun paye Bu omuz çıkıntısı Dertli söyleşi sevdası Korkma sakın, ateş çemberlerini Taç yaptım başıma Ki ateştir öte dünyalara götürdüğüm Sürekli durur yanı başımda Suskun neşelerim Öteye daha da ileriye Bir alameti farika Ve sarsılan gökyüzü Toprağa gömülen kız çocuğu Elimde elleri Gözümden gözüne değmedi Merhametimin neferleri Çağırsam gelir mi dimağım Kelime hazinelerim, lal olan dilim Ve çırpınan sanrılarım… |