İNSANLIĞIN Ç(ARESİZLİĞİ)AĞI
I
sorulmadık kimse kalmadı cevaplar sanki hep aynı... mavimtrak gökyüzü penceremde ne zeus’tu cevabını bilen, sorularımın ne de hayyamın şarabıydı... bağdatın sokakları sessiz şimdi vahşettir belkide sorularımın cevabı nemruda sordum... nedir bu sendeki nefsin celallenmesi kabili gösterdi gözleri... elleriyle öldürmedi mi dedi habili iskendere gittim... sensin değilmi şimdi persin sahibi sordum; peki neden dir o zaman hala devam eder bu savaşma isteği... özgürlük getiriyorum dedi... insanlığın bitti yerlere... söyledim; ölenler değil miydi insan diye... sustu... çine gittim... yasak şehirin kapısından gizlice girerek imparatora sordum... nedir bu insanların düşüncelerindeki zincir... düşünerek seçti sözlerini... sahipleri benim... bu dur benim isteğim... haykırdım... kölelik midir senin isteğin... sustu... kaçırdı gözlerini... emir verip attırdı mabedinden beni... II kıtalar dolaştım... mısırın piramitlerine takıldı gözlerim soruşturdum ülkenin sahibi kimdir diye tanrı firavundur dediler... şaşırdım kendimce gidince yanıbaşına... yaverleri toplandı etrafıma sen misin tanrı diye sordum herkesin ortasında ben değilmiyim mısıra hayat veren... can alıp can veren... hepsi benim, benim diye haykırdı... üzüldüm haline... ve sordum yaratabilirmisin yoktan bir sineği dahi... sustu... dedim; senin tanrılığın bu kadar işte, katilsin firavun... ellerin günahsızların kanı içinde... darwine gittim... sordum... siz nesiniz dedim farklıyız dedi... ısrarla tekrarladı durmadan sudaydık karaya çıktık ayaklarımızla tabiattı bizi var eden... sudayken bize hayat verip evrimi gerçekleştiren... dedim farkınız maymun olmak mı insanlardan biz evrimleştik siz ise hala saymaktasınız orada ne farkınız var köleleşmiş siyah insandan dedi sordum siz yapmadınız mı onları köle sustu... dedim ki evrimleşmiş olsanızda tavırlarınız hala aynı... görmez, konuşmaz ve bilmezsiniz... gittim kaçarcasına... endülüsü gördüm uzaktan dondu kaldı gözlerim engizisyondu kana bulayan heryeri din adına deyip katlettiler binlerce masumun tenini ve şimdi uygar barbarlıklarında özgürlük satıyorlar dünyanın her yanına zihinlere zincirler vurup, sürüklüyorlar insanları ardı sıra, açtıkları derin kuyuların yollarına... III bakan gözler olmamalıydı gözlerimiz… vahşetlere, katliamlara… görmeliydik… ve hareket etmeliydik içimizdeki inancımızla kulaklarımız tıkanmasaydı keşke… duyabilseydik… kırılmış ve incinmiş yüreklerin feryadını susmasaydık… bu denli sessiz ve bu denli karanlığa mahkum kalmazdı belki bu dünya… çocuklar gömülmezdi diri diri toprağa… uçurtma uçuran eller yerine taş atan eller olmazdı… ve biz secde edenler… kibirlenmeseydik nefsimizle… bu denli zillet altında olmazdık düşünmeyi bırakarak başladı sağırlığımız… taklid ederek bulaştı etrafımıza kör eden karanlığımız içimizde herşey diyerek esir olmazdık suskunluklarımıza… parçalanmasaydı vücudumuz bu denli rahat olmazdık yaşadığımız adaletsizliğin ortasında… |
mesaj dolu güzel şiirini okudum ,teşekkürler tebrikler
A.E.O