SUS ÇOCUK...
sus çocuk
bir oyun parkında kaldı eski günlerin ve hatıraların salıncak aklın hala sallanmakta dönde bak etrafında dönen dolaplara hayat denilen kesik bir ustura ağzında, sessiz sedasız yaşamını yitirmek korkmadan karanlığın ortasında yitirme duygularını, hisset çocuk gör çocuk yalan bir sevdanın peşinden koşma, yorgun düşersin ansızın bırakma sendekileri yaban ellere yıkılsın boş kaldırımlara seni üzmek isteyenler bırak kendini bilmediğin bir sokağın ortasında kaybetme yönünü, yoldaki işaretleri gör ve kulaklarını aç, seslenir elbet gece tanımadığın yerlerde kaybolma çocuk bil çocuk gerektiğinde konuş, ve susmasınıda bil kafa tut hayatın bu amansız çarkına sakın zannetmeki unutturur sana cebinde taşıdığın bir kibrit ve sigara korkma bildiklerinden ve kork göremediğin tek bir şeyden gönlünü aç ona, ki ferahlatsın kalbini yağmurları sev, sev ki değsin yanan bedenine bunları da bir köşede tut ve unutma çocuk her doğan gün yeni bir umut... |
Selamlar sevgiler saygilar