Sessizlik...
sessizlik...
çıplak ayaklarım ile yürüyorum geceyi parçalıyor rüzgar yağmurların yıkadığı sokaklar yerlere saçılmış camlar kanıyor ayaklarım bir umut uğruna geliyorum sana beklemek zor, unutmak imkansız sabahı görmek zor, sessizlik yine aynı bir ucu gece mavisi, diğer ucu karanlık müzmin baş ağrılarım tutuyor yine kozalanmış bütün umutlarım hepsi bozuluyor soğuğun etkisi ile gelmeyeceksin belki de ölüm bile olmayacak yalnızlığımın girdabında tükeneceğim korkmak kalabalıklardan yersiz dökülüyor bulutlar yeryüzüne kıyamete kadar sürecek bu azab topraktan çıkacak çürümüş bedenim çığlıklar ile dirileceğim yüzyıllık kabrimden... gece uzun ve soğuk nöbetler tutuyorum sabaha karşı bilmiyorsun ki yanıyor içim aslında dilimi sıkıp büküyor acılarım sağır çocuklar gibiyim dilencilerin oturduğu bir mahallenin ilk binasında sessiz, sensiz ve usulca ölümü bekliyorum... |
ölümü bekliyorum...
onu beklemek ölümü beklmek gibi zaten ...yüreğinize sağlık...