İZDÜŞÜM
Nice zamanlara düştü gölgen
Nicesinde şarkımız oldu gözlerin Ruhumuzun iz düşümüydü inci sözlerin Yokluğun vardı sonra Ekmeksiz günlerimiz kadar tatsızdı Dilsiz akşamlarımızı da yok sayamam Hüzün zarif bir kadın gibi inerdi Mütemadiyen solardı yıldızlar Kan sızardı mehtabımızdan Zalimlere ısmarlanırdı ahlar Endişe hiç eksik olmazdı soframızdan Olur da bir gün yitirirsek fikrimizi Ruhumuz terk ederse bedenimizi Koparsan gönlümüzden Sehven dahi olsa unutursak gamzeni Döndükçe mevsimler Döküldükçe takvimlerden yapraklar Kül etsin bu ateş ciğerimizi Olur da bir gün kalırsak kokumuza yabancı Façasını bozalım en mutlu tebessümlerin Yıkalım Karun’ların saraylarını İndirelim güneşin iğne oyalı örtüsünü Ya da sindirelim kalabalıkların mutluluk görüntüsünü Nice baharlar soldu buğulu bakışlarında Nice yüzler eskidi gönlünün gök aynasında Kaburgamızı çatlatan şairler de sustu Özlemin büyüdü kundaksız uykularda Zamanın şirazesine tünedi baykuşlar Açık hesabı olmadı bizde Sevdanın hudutlarına sığmayan hasretinin Açık yarası oldu Sancısı yere göğe sığmayan Onurluca taşıdık mahcup yüzümüzde Kahrı lütuftu Mirastı Mecnun’dan bize Dizlerinde yeni dünyalar düşlediğimiz Ritmimizin havai fişekleri His bahçemizi mezarlık bilirler Oysa parmak izlerimizden bile tanırdı bizi tüm çiçekler... |