Siyah. . Dokunduğun Değil geceye lacivert.. Neyi çağrıştırır bir uzayıp bir kısalması seslerin... Bazen çok dolanırım siyaha Yumulup sessizliğin koynuna Ve saklanışlara ne çok yakışır karanlıklar... Şaşakalırım olmasan da sen... Yanımda... . . Oysa Değil mi ki imkânsız uyanmayan gözlere Suskun renklerin tebessümlerinin ayırdına varabilmek... Yalnız bir toz zerresine dokun hadi Ve dikkat et rüzgâra Girmesin pencerenden... Yoksa Dokunamazsın hislerine... Dokunamazsın uçuşurlarsa tozlar gibi Dört bir yanda... Gecelerine... . . Ve sakın Kanma güneşe... Işığa ne vakit yanaşabildin ki Sessizliğine kanıp gölgelerin... Ne vakit bendim Ne vakit sen Yalnızlığa bu ne özgürlük Siyaha ne bu ihtiras Sebebin olması yetmeli mi Yoksa boşalmalı mı göklerden yağmurlar Süzülüşünden esinlenip Gözyaşlarının... . . Islan hadi Ağlayıp sokaklarda... Tutsun ellerini ayaz Sessizce karışsın nefesin Sis olup siyahlara... Ve bir ölümün yargısı ol Ya da diril, bir damlaya tutunup... Vakit çok az Ve ben Soluyamıyorum işte nefesini... Ve hissedemiyorum tenini... . . Öyleyse git... Dönme arkana Rüzgâr kanatların olsun Ben yanaklarından süzülen gözyaşı... Git... Hadi durma git... Sonsuzluğun İçime ölüm... . . Ve... ..Mutlu bitmesin isterse ....Bu hikâyenin sonu... ........Zaten .....Hâlâ değil mi gözlerin gibi... ...Her yer siyah... .Siyah... ....Hem de ........Simsiyah... . . ........Ve benim ..............Hâlâ gözlerim kapalı... . . |