LiliumI. tek cümle kaldı inanmazsın kurulması için kış bitmeliydi. .. bir fırtınanın kollarıdır bunlar nereye gidebilirsin sen ki su yeşili bir ırmağın akışını anlatırdın geceye bahçeler yetiştirirdin gelirlerdi ve senin bahçende uyurlardı yaralı kar taneleri öpülesi mücevherlerle yüklü o atlar senin bahçende dinlenirlerdi. niçin titriyor sesin? hiçbir şey hiçbir zaman sana doğruları söylemiyor ölü bir çiçeğin taç yapraklarını okşuyorsun fırtınadan geldin, bitkinsin şimdi esen, esen bir rüzgardır sen esensin, esenliği sen getirdin niçin yakınıyorsun tütsülenmiş kâğıtları rüyalarıyla süsleyen sen değil miydin? hâlâ üşüyor mu ellerin yazılacak rüyan kalmadı mı sevgilim? II. her şey çürümektedir gecenin nefesi çürümektedir ve sen hep çok güzelsindir ve senin göğüs kafesin bir kuş kafesi değildir ve senin göğüs kafesin sadece bir kuş kafesi değildir. göğüs kafesine sonsuz tane kuşun sesini hapsetmişsin. halbuki herkes çok iyi bilir senin kuşları ve kuşların seslerini de özgür sevdiğini ve sen çok iyi bilirsin ne kadar iyi bildiklerini herkesin her şeyi fakat anlamadıklarını hiçbir şeyi. .. bu yük çok ağır sırtına al. kabullen artık her kuş küllerinden doğamaz. III. lilium arı tanrıça uzanıyor dizlerime saçları saçlarına serpilenler yağmur damlaları değil yıldız kırıntıları. -niçin sönmüş ki ışıkları gökyüzünde durdukları gibi durmuyorlar niçin? ah, tanrıçası düşlerin çünkü ne varsa ışık saçmak olan marifeti utanır karşında senin. .. arınıyor beyaz öpücük izlerinden kaldırım taşları ve ruhum saf karanlık. iç içedir gece ritmiyle kalbinin ve rem evresiyle gözlerinin kanamadım nefesinin sıcaklığına .. bir kış daha uyuyalım mı sevgilim? Kara |