gördüm onu öldürenleri
bu devasa kayalar yarılacak
bir at çıkacak içinden işte ben o ata bineceğim ve burayı terkedeceğim. .. o an yağmur atıştırıyordu hışırtıyla sallıyordu rüzgar ahşap kapısını ahırımın keşke tanrım keşke bilseydim o saliselerin kıymetini on mucize parmağımın onunu seferber edip dinmeyen bir hevesle çantasını dikerken oğluma bilseydim keşke onu kimlerin parmaklarına teslim ettiğimi. oğlumu okutacaklarını söyleyerek atımı aldılar benden fakat kuşlar ve etrafımdaki devasa kayalar gösterdiler bana bir bahçe kurmuşlar toplamışlar çocukları ve onlara şeker yiyen atlar göstermişler kafesler ardında. bakın demişler bu hayvanın ismi attır gözleri kara hadi siz de biraz şeker verin onlara. bilmiyorum bunu nasıl nasıl anlatabilirim sana oğlum korkmuş yaklaşamamış babasının atına. .. söyle tanrım böyle miydik narçiçeğim ve ben binerek yılkı atlarımıza ırmaklar boyu yarışır ırmaklar boyu sevişirdik ırmaklardan dinlerdik seni doğa bize öğretirdi bilmemiz gerekenleri. .. oğlum, yiğidim neredesin on mucize parmağımın onu seferber yemini hazırladım atımın sesime gel tut elimden beraber verelim. Kara |